Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EXORDIUM : English Turkish

n. önsöz, giriş, başlangıç

EXOSMOSIS : English Turkish

n. içerden dışarıya osmoz/geçişim; yüksek yoğunluklu bölgeden düşük yoğunluklu bölgeye madde akışı

EXOSPHERE : English Turkish

n. egzosfer, atmosferin en dış katmanı

EXOSPHERIC : English Turkish

adj. egzosfere ilişkin, atmosferin en dış katmanı ile alakalı

EXOSPORE : English Turkish

n. bir sporun (bir tür tohum) harici örtüsü, sporun dış çeperi

EXOSTOSIS : English Turkish

n. iyi huylu kemik tümörü

EXOTERIC : English Turkish

adj. anlaşılır, genel, sıradan, harici

EXOTERIC LORE : English Turkish

popüler hikaye ve efsaneler

EXOTERICALLY : English Turkish

adv. anlaşılır biçimde, harici olarak, genellikle

EXOTHERMAL : English Turkish

adj. egzotermal, ısı yayan

EXOTHERMIC : English Turkish

adj. ısı verici, ısı çıkaran, ekzoterm

EXOTIC : English Turkish

adj. egzotik, yabancı, acayip, garip, başka iklime ait

EXOTICALLY : English Turkish

adv. yabancı bir tarz veya stille; alışılmadık bir tarzda

EXOTICISM : English Turkish

n. yabancılık; alışılmadık veya sıradışı özellik

EXOTICS : English Turkish

n. egzotik şey

EXPEDITER : English Turkish

n. bir işlemi (veya eylemi, vb.) hızlandıran veya kolaylaştıran kimse

EXPEDITION : English Turkish

n. sefer, sevk; acele, çabukluk, hız

EXPEDITIONARY : English Turkish

adj. sefere ait, sevkedilen

EXPEDITIOUS : English Turkish

adj. çabuk, hızlı, eli çabuk, tez

EXPEDITIOUSLY : English Turkish

adv. süratle, çabucak, etkili şekilde, rasyonel bir şekilde

EXPEDITIOUSNESS : English Turkish

n. sürat, çabukluk, hızlılık, etkinlik, rasyonellik

EXPEDITOR : English Turkish

n. bir işlemi (veya eylemi, vb.) hızlandıran veya kolaylaştıran kimse

EXPEL : English Turkish

v. sürmek, sürgün etmek; kovmak, dışarı atmak; çıkarmak

EXPELLABLE : English Turkish

adj. sürgün edilebilir, kovulabilir, dışarı çıkarılabilir, uzağa gönderilebilir, defedilebilir

EXPELLEE : English Turkish

n. sürgün, kovulan kimse