Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EXPO : English Turkish

n. fuar, büyük halka açık gösteri, sergilemek (sanat, ürünler, vs.)

EXPONENT : English Turkish

n. yorumcu, ifade eden şey, beyan eden kimse; üs [mat.], kuvvet [mat.], katsayı

EXPONENTIAL : English Turkish

adj. üsse ait, katsayı ile ilgili

EXPONENTIAL : English Turkish

n. üsse ait sayı

EXPONENTIAL GROWTH : English Turkish

üssel büyüme, katlamalı şekilde büyüme, sabit bir yüzde oranında meydana gelen büyüme oranı (Ekonomi)

EXPONENTIALLY : English Turkish

adv. üslü şekilde çoğalan bir şekilde, üssel bir tarzda (Cebir)

EXPONENTIATION : English Turkish

n. bir şayının bir üsse kadar yükselmesi (Bilgisayarlarda
EXP komutunu veya E harfini kullanarak)

EXPORT : English Turkish

n. ihraç, ihracat, dışsatım, ihraç malı

EXPORT : English Turkish

v. ihraç etmek, dışarıya satmak

EXPORT : English Turkish

adj. ihraç edilen, ihraç, ihracat

EXPORT BOUNTY : English Turkish

ihracat pirimi, bir başka ülkede satılmak üzere malların bol miktarda bir ülkeden nakliyesinden alınan prim

EXPORT COMPANY : English Turkish

ihracat şirketi, bir ülkeden diğer ülkelerde satmak için mal gönderen şirket

EXPORT CREDIT : English Turkish

ihracat kredisi, satılmak için diğer ülkelere gönderilen mallar için verilen kredi

EXPORT DUTY : English Turkish

ihracat vergisi, bir ülkeden nakledilen mallar üzerinden verilen vergi

EXPORT ENTRY : English Turkish

ihracat kaydı, ihracat girdisi, ihracat kalemi, ihraç edilen ticari malların/nakliyenin içeriğini gösteren belge

EXPORT INCENTIVE : English Turkish

ihracat teşviği, bir ülkeden mal ihracı için verilen veya alınan teşvik parası

EXPORT LICENSE : English Turkish

ihracat lisansı, başka ülkelerde satış yapmak üzere bir ülkeden mal ihraç edebilme izni

EXPORT OF KNOWHOW : English Turkish

ilgi/teknoloji ihracı, başka bir ülkeye teknolojik veya diğer bilgilerin transferi

EXPORT SUBSIDIES : English Turkish

ihracat sübvansiyonu, ihracata devlet desteği, ihracat sektörünü desteklemek için devlet tarafından verilen parasal katkılar

EXPORT SURPLUS : English Turkish

ihracat fazlası, ihraç edilebilir miktarı aşan ürünlerin miktarı

EXPORTABLE : English Turkish

adj. ihraç edilebilir, bir ülkeden dışarı çıkarılabilir (bir başkasında satmak için)

EXPORTATION : English Turkish

n. ihracat, ihraç malı, ihraç

EXPORTER : English Turkish

n. ihracatçı

EXPOSAL : English Turkish

n. fesih, iptal duyurusu, kınama; ifça, açığa vurma, gözler önüne serme; filmi/fotografı ışığa tutma (Fotografçılık); fotograf; terketme, bırakma; yerleştirme, koyma, yer, konum, yerleştirme (güneşle ilişkili)

EXPOSE : English Turkish

v. bırakmak, maruz bırakmak, ortada bırakmak, terketmek; ışıklandırmak, ortaya çıkarmak, sergilemek, göstermek, teşhir etmek, açığa çıkarmak; karşı karşıya bırakmak; ışığa tutmak [fot.]