English
EXPLICIT AUTHORITY : English Turkish
mutlak otorite, mutlak yetki
EXPLICIT OR IMPLIED : English Turkish
doğrudan veya dolaylı, açıkça belli olan veya kastedilen, açıkça belirtilen veya önerilen
EXPLICITLY : English Turkish
adv. açıkça, belli olacak şekilde, geride hayal etmeye bir şey bırakmayacak şekilde, çok detaylıca
EXPLICITLY OR IMPLICITLY : English Turkish
açıkça veya dolaylı olarak, doğrudan veya dolaylı olarak, açıkça ifade edilen veya dolaylı olarak belirtilen
EXPLICITLY REQUESTED : English Turkish
doğrudan talep edilen, açıkça istenen, açıkça ve kesin olarak istenen; açıkça ve kesin olarak istenmiş
EXPLICITNESS : English Turkish
n. açıklık, kesinlik, belirsizlikten özgür olma durumu
EXPLODE : English Turkish
v. patlatmak, havaya uçurmak, infilak etmek, patlamak; bozmak, yıkmak, kırılmak, çürütmek; aksini ispatlamak; köpürmek; patlak vermek
EXPLODE IN MID-AIR : English Turkish
havada patlamak, yere düşmeden önce patlamak
EXPLODE WITH ANGER : English Turkish
öfkeden patlamak, hiddetten köpürmek, tepesi atmış olmak, sakinliğini kaybetmek, kıyameti koparmak, hiddetlenmek, burnundan solumak
EXPLODE WITH FURY : English Turkish
v. sinirinden kudurmak
EXPLODE WITH LAUGHTER : English Turkish
gülmekten kırılmak
EXPLODED : English Turkish
adj. harap olan, parçalanıp kırılan, infilak eden, patlayan, parçalanan, yok olan, parçalara ayrılan; ayrı ayrı ama birbiri ile uyum içerisinde tanımlanan/çizilen (teknik çizimde)
EXPLODED PIE CHART : English Turkish
veriyi ayrı segmentlere bölünmüş bir çember olarak gösteren kroki
EXPLODED THE MYTH : English Turkish
miti patlatan, yanlış olduğu ispatlanan (bir inanış, düşünce, fikir, vb.)
EXPLODED VIEW : English Turkish
n. çizelge, şema, sökülmüş hali gösteren çizim
EXPLODER : English Turkish
n. patlayan şey; bir patlamaya sebep olan şey
EXPLODING : English Turkish
n. infilak, patlama; patlayıp parçalara ayrılma, parçalara ayrılma
EXPLODING MYTHS : English Turkish
patlayan mitler, yanlış olduğunu gösterme (bir inanış, düşünce, fikir, vb.)
EXPLOIT : English Turkish
n. kahramanlık, yiğitlik, üstün başarı; macera
EXPLOIT : English Turkish
v. kullanmak, faydalanmak, işletmek; sömürmek, kötüye kullanmak, istismar etmek
EXPLOIT AN EVENT : English Turkish
ir olaydan faydalanmak, avantajına olan bir durumu kullanmak, bir olayı istismar etmek
EXPLOIT THE ABILITY : English Turkish
yeteneğinden faydalanmak, yeteneğini istismar etmek
EXPLOIT THE SITUATION : English Turkish
durumu istismar etmek, şartlardan faydalanmak
EXPLOITABLE : English Turkish
adj. faydalanılabilir, kullanılabilir, avantaj elde edilebilir, yararlanılabilir, sömürülebilir, istismar edilebilir
EXPLOITATION : English Turkish
n. kullanma, işletme, kötüye kullanma, istismar, sömürme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani