English
EYE WARD : English Turkish
göz kliniği, göz koğuşu, hastahanenin göz yaralanmalarına ayrılmış bölümü
EYE WASH : English Turkish
göz yıkama, göz boyama, aldatıcı konuşma veya davranışlar; saçmalık, safsata; göz losyonu, gözü temizlemek veya tedavi etmek için kullanılan madde
EYE WATER : English Turkish
n. göz suyu, gözler için yıkama veya tıbbi sıvı veya krem (Oftamoloji); gözyaşı, gözlerden gelen doğal gözyaşı veya sızıntı
EYE WITNESS : English Turkish
görgü şahidi, bir fiil veya olayı gören ve böylelikle onun meydana geldiğine şahitlik edebilen kimse
EYE-MEMORY : English Turkish
görsel hafıza
EYE-OPENER : English Turkish
n. göz açıcı, şaşırtıcı ve korkutucu veya aydınlatıcı tecrübe; günün erken saatlerinde alınan likör içkisi
EYE-SHADE : English Turkish
göz siperi, gözleri güneşin ışınlarından korumak için kullanılan renkli plastikten şapka siperliği
EYEBALL : English Turkish
n. göz küresi
EYEBALL TO EYEBALL : English Turkish
göz küresi göz küresine, göz göze, bir insanla yüz yüze
EYEBALLS : English Turkish
n. belirli bir siteyi ziyaret eden İnternet kullanıcıları, spesifik bir ürün kullanan İnternet kullanıcıları
EYEBATH : English Turkish
n. gözü temizlemek için kullanılan küçük kap; göz kabı
EYEBEAM : English Turkish
n. gözün bakışı, gözün parıltısı
EYEBLACK : English Turkish
n. göz kamaşmasını azaltmak için göz altlarına sürülen gres yağı (beyzbol ve Amerikan futbolu oyuncularınca kullanılan)
EYEBRIGHT : English Turkish
n. aslanağzı ailesindenyıllık çiçek açan küçük bitki (geçmişte göz tedavisinde ilaç olarak kullanılırdı)
EYEBROW : English Turkish
n. kaş
EYEBROW PENCIL : English Turkish
kaş kalemi
EYECUP : English Turkish
n. göz içine yerleştirmek için ilaç veya diğer maddeleri içeren küçük kap
EYED : English Turkish
adj. gözlü
EYEDNESS : English Turkish
n. esas göz, biri yerine diğer gözü kullanma eğilimi (ör. kameradan bakarken, silahla nişan alırken, vb.)
EYEDROPPER : English Turkish
n. göz damlası damlatıcısı
EYEDROPPERFUL : English Turkish
n. bir adet göz damlası damlatıcısını dolduran materyal miktarı
EYEDROPS : English Turkish
n. göz damlası, küçük damlalar halinde kullanılan gözler için sıvı ilaç
EYEFUL : English Turkish
n. göz dolduran şey; güzel şey; güzel kız
EYEGLASS : English Turkish
n. tek gözlük, gözlük camı
EYEGLASSES : English Turkish
n. gözlük
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani