Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EXULTATION : English Turkish

n. sevinç, sevinçten uçma; iftihar

EXULTINGLY : English Turkish

adv. neşe ile, keyifle, sevinçle, mutlulukla

EXUPERY : English Turkish

n. Exupery, Antoine de Saint-Exupery (
1944), Fransız pilot ve yazar, "Küçük Prens"in yazarı

EXURB : English Turkish

n. şehir dışında zenginlerin yaşadığı yerleşim yeri, şehirden uzak lüks site

EXURBAN : English Turkish

adj. banliyo ve varoşların dışındaki yaşam alanlarına ilişkin

EXURBANITE : English Turkish

n. şehir dışındaki lüks sitede yaşayan kimse

EXURBIA : English Turkish

n. şehir dışındaki zengin siteleri, lüks ve şehre uzak zengin banliyöleri

EXUVIAE : English Turkish

n. terkedilmiş hayvan derisi veya kabuğu

EXUVIAL : English Turkish

adj. exuviae ile alakalı, ıskartaya ayrılmış artık hayvanın kullanmadığı hayvan derisi veya vücut örtüsü ile alakalı

EXUVIATE : English Turkish

v. tüy dökmek; deri dökmek; kabuk dökmek

EXUVIATION : English Turkish

n. tüy dökme; deri dökme, deri döküntüsü; dökülmüş kabuk

EXX : English Turkish

örnekler, modeller, numuneler, örnek olarak kullanılan şeyler

EXXON : English Turkish

n. Exxon, yakında Mobil Şirketini (Teksas, ABD merkezli) alan dünyanın en büyük petrol şirketi

EXXON VALDEZ : English Turkish

Exxon Valdez kazası, Prince William Sound'ta (Alaska sahillerine yakın, ABD) çok büyük miktarda petrol döken akaryakıt tankeri

EYAL : English Turkish

n. eyal, erkek ismi (İbranice)

EYAL BERKOVICH : English Turkish

Eyal Berkovich, İsrailli futbolcu

EYAS : English Turkish

adj. tüyü bitmemiş, tüysüz, acemi, hayatı tanımayan

EYAS : English Turkish

n. kuş yavrusu; yuvayı terketmek için henüz çok genç olan şahin veya doğan

EYCK : English Turkish

n. Eyck, soyadı; Jan van Eyck (d.
1441), Burgundy Kralı Philip'in kraliyet sarayında çalışan Flaman Rönesans ressamı

EYE : English Turkish

n. göz; bakış, nazar, görüş, bakış açısı; kanı, ilmik, ilik; tomurcuk

EYE : English Turkish

v. izlemek; dikkatle bakmak, gözetlemek; kuşkuyla bakmak; süzmek

EYE : English Turkish

adj. göz

EYE APPEAL : English Turkish

n. çekici bakış

EYE BANK : English Turkish

n. göz bankası, nakillerde kullanılmak üzere insan korneaları ve göz dokularının depolandığı yer

EYE BATH : English Turkish

göz banyosu, gözü temizlemek için kullanılan küçük kap; göz kabı