English
EXTRAVAGANCY : English Turkish
n. çapkınlık, hovardalık, sefahat, savurganlık, israf, müsriflik, aşırılık, ölçüsüzlük
EXTRAVAGANT : English Turkish
adj. aşırı, ölçüsüz, savurgan, müsrif, fahiş
EXTRAVAGANTLY : English Turkish
adv. müsrif bir şekilde, savurgan bir şekilde, savurgan bir tarzda; pahalıya mal olan bir tarzda; aşırı şekilde, gereksiz bir şekilde
EXTRAVAGANTNESS : English Turkish
n. savurganlık, müsriflik; aşırılık; ileri gitme
EXTRAVAGANZA : English Turkish
n. serbest tarzda müzik; fantezi müzik; zengin dekorlu piyes
EXTRAVAGINAL : English Turkish
adj. kının/kaputun dışında gelişen (Botanik)
EXTRAVASATE : English Turkish
v. damarından dışarı akmak, damarından dışarı taşmak (Tıp)
EXTRAVASATION : English Turkish
n. dökülme, taşma, akış (Tıp)
EXTRAVASCULAR : English Turkish
adj. kan damarlarının dışında (Tıp)
EXTRAVEHICULAR : English Turkish
adj. bir uzay gemisinin dışında (astronotlar tarafından yapılan işle alakalı)
EXTRAVEHICULAR ACTIVITY : English Turkish
uzaygemisi dışında yapılan aktivite (astronotlar tarafından yapılan işle alakalı)
EXTRAVERSION : English Turkish
n. dışadönüklük, dışa dönük arzu, birisinin ilgi ve alakasını dışarıya yöneltmesi eğilimi (Pisikoloji)
EXTRAVERSIVE : English Turkish
adj. dışadönük olan, dışadönük yaradılışta olan, ilgi ve alakasını dışarıya yöneltme eğiliminde olan (Pisikoloji)
EXTRAVERT : English Turkish
n. dışadönük, ilgi ve alakası dışarıya yönelmiş kimse, açık ve serbest kimse, dışa dönük yaradılışta olan kimse
EXTRAVERT : English Turkish
v. dışarıya dönmek, dışarıya yönelmek
EXTRAVERT : English Turkish
adj. dışadönük olan, dışadönük yaradılışta olan, ilgi ve alakasını dışarıya yöneltme eğiliminde olan (Pisikoloji)
EXTRAVERTED : English Turkish
adj. dışadönük olan, dışadönük yaradılışta olan, ilgi ve alakasını dışarıya yöneltme eğiliminde olan (Pisikoloji)
EXTREMADURA : English Turkish
n. Extremadura, İspanya'da İber yarımadasında bulunan özerk bölge
EXTREMADURAN : English Turkish
n. Extremadura dili,Extremadura yerlileri tarafından konuşulan dil (İspanya'da İber yarımadasında bulunan özerk bölge)
EXTREMADURAN : English Turkish
n. Extremaduralı, Extremadura'nın yerlisi (İspanya'da İber yarımadasında bulunan özerk bölge)
EXTREMAL : English Turkish
adj. ekstrem hesaplama veya bir fonksiyonun son derece aşırı uçtaki (ekstrem) olasılık değeri ile alakalı (Matematik)
EXTREME : English Turkish
n. aşırı derece, ölçüsüzlük, aşırılık, en uç nokta, sınır, son derece, tezat, çıkmaz
EXTREME : English Turkish
adj. en uç, aşırı, olağanüstü, ölçüsüz, son derece, şiddetli, kesin, mutlâk
EXTREME COLD : English Turkish
aşırı soğuk, çok düşük sıcaklıklar, donma noktasının altındaki sıcaklıklar
EXTREME DANGER : English Turkish
olağandışı tehlike, çok büyük tehlike, büyük risk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani