English
EXTRA-UTERINE PREGNANCY : English Turkish
dış gebelik, döllenmiş yumurtanın rahmin dışında implantasyonu (genellikle yaşayabilir olmayan)
EXTRABOLD : English Turkish
n. son derece ağır önem belirten kalın baskı veya tip
EXTRACAPSULAR : English Turkish
adj. bir kapsülün dışında meydana gelen
EXTRACELLULAR : English Turkish
adj. hücrenin dışı, hücre dışında olan
EXTRACELLULAR MATRIX : English Turkish
herhangi bir hücrenin parçası olmayan fakat dokunun bir parçası olan madde parçası
EXTRACELLULARLY : English Turkish
adv. hücresel olmayan bir tarzda, hücre dışında olan bir şekilde, hücre harici olarak, hücrenin dışında
EXTRACHROMOSOMAL : English Turkish
adj. (Genetik) temel kromozomların dışında var olan (DNA ile alakalı)
EXTRACT : English Turkish
n. öz, esas, özet; seçme parça, alıntı, özüt
EXTRACT : English Turkish
v. özünü çıkarmak, çıkarmak; çekmek, ihraç etmek, almak, sağlamak, seçerek almak, tatmak
EXTRACT A CORK FROM A BOTTLE : English Turkish
mantarı şişeden çıkarmak, mantar tıpayı şişenin ağzından çıkarmak, şişeyi açmak
EXTRACT A TOOTH : English Turkish
diş çekmek, bir dişi yerinden çıkararak almak
EXTRACT OF ACCOUNT : English Turkish
n. ekstre, hesap özeti
EXTRACT OF BEEF : English Turkish
n. et suyu
EXTRACT THE ROOT OF A NUMBER : English Turkish
ir sayının kökünü almak, bir sayının kökünü bulmak (Matematik)
EXTRACTANT : English Turkish
n. çıkarılan madde, elde edilen madde, çekilen madde, ayrıştırılan madde (Kimya)
EXTRACTED A ROOT : English Turkish
kökü alınan, kökü bulunan (Matematik)
EXTRACTED A TOOTH : English Turkish
dişi çekilen
EXTRACTING : English Turkish
n. çekme, çekip çıkarma; çekerek veya emilerek sabit bir noktadan çıkarılan
EXTRACTION : English Turkish
n. çıkarma, ihraç, alma, çekme, sızdırma; asıl, soy, nesil, öz, köken; kare kök alma; özütünü alma
EXTRACTIVE : English Turkish
adj. çıkarma ile ilgili
EXTRACTIVE INDUSTRY : English Turkish
yeraltı kaynakları endüstrisi
EXTRACTIVISM : English Turkish
n. (Ekoloji) doğal bir çevreden işlenmemiş bir hammaddenin çkarılması işlemi (ağaç, mineral, maden, vb.)
EXTRACTOR : English Turkish
n. çıkarıcı alet, sökme aleti, ekstraktör
EXTRACURRICULAR : English Turkish
adj. ders programı dışı, branş dışı kalan
EXTRACYSTIC : English Turkish
adj. bir kistin/kapsülün dışında gerçekleşen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani