Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EXTINGUISHING : English Turkish

n. söndürme

EXTINGUISHMENT : English Turkish

n. söndürme, bastırma, bitirme, üzerine su dökme; nesli tükenme, tamamen yıkım, tamamen yokolma

EXTIRPATE : English Turkish

v. kökünden sökmek, imha etmek, kökünden halletmek, kökünü kazımak, yok etmek, kesip atmak [tıp.]

EXTIRPATION : English Turkish

n. kökünü sökme, imha, kökünü kazıma

EXTIRPATOR : English Turkish

n. yokedici, kökünü kurutan kimse, tüketen kimse

EXTOL : English Turkish

v. övmek, methetmek

EXTOLL : English Turkish

v. övmek, methetmek

EXTOLLER : English Turkish

n. diğerini öven metheden kimse, son derece övgüler düzen veya komplimanlar yapan kimse

EXTORSION : English Turkish

n. gaspçı, bir şeyleri (para, bilgi, vb.) elde etmek için tehdit veya güç kullanma

EXTORSIVE : English Turkish

adj. zorbalıkla, gasp ederek, zorbalıkla karakterize, bir şeyleri (para, bilgi, vb.) elde etmek için tehdit veya güç kullanarak

EXTORSIVELY : English Turkish

adv. tehdit ve korkutma yoluyla, zorbalıkla, şantajla, gasp ederek

EXTORT : English Turkish

v. zorla yaptırmak, zorla almak, koparmak, gaspetmek, tehditle almak

EXTORT MONEY : English Turkish

gasp edilen para, bir kimseden baskı ve tehditle yasadışı olarak alınan para, gasp edilen para, şantajla koparılan para, koparma

EXTORTED A CONFESSION : English Turkish

güç kullanarak itiraf alma, zorla söyletme

EXTORTION : English Turkish

n. zorbalık, gasp, zorla alma, haraç, fahiş fiyat

EXTORTIONATE : English Turkish

adj. zor kullanan, fahiş, aşırı

EXTORTIONATELY : English Turkish

adv. gasp/şantaj vasıtasıyla, tehdit ve zorbalıkla; aşırı fahiş şekilde, aşırı şekilde

EXTORTIONER : English Turkish

n. zorba, kazıkçı

EXTORTIONIST : English Turkish

n. zorba, kazıkçı

EXTORTIVE : English Turkish

adj. şantaj/gasp/zorbalıkla karakterize, diğerlerinden şiddet ve tehdit yoluyla para almak olarak nitelendirilen

EXTRA : English Turkish

n. ekstra şey, ek, ilave; ek iş; ekstra masraf; ilave (gazete); zam; figüran

EXTRA : English Turkish

adj. ekstra, ek, fazla, ilave edilen, ilave; üstün, olağanüstü

EXTRA : English Turkish

adv. ekstra olarak, ayrıca, ilaveten, fazladan

EXTRA ACTIVE-SERVICE : English Turkish

acil durum askerlik hizmeti, seferberlik

EXTRA BED : English Turkish

n. ekstra yatak