English
FACTION : English Turkish
n. ayrılık, gruplaşma, nifak, hizip
FACTION : English Turkish
suff. etme, edilme, yapılma, leştirme
FACTION CHAIRMAN : English Turkish
parlamentodaki politik bir grup veya topluluğun lideri
FACTION LEADER : English Turkish
hizip lideri, küçük bir grubun lideri, politik bir grup veya topluluğun lideri
FACTIONAL : English Turkish
adj. küçük grup veya hiziplere ilişkin; gruplaşma/hiziplerle karakterize, küçük partizan gruplardan oluşan
FACTIONALISE : English Turkish
v. hiziplere ayrılmak; bir grubun hiziplere ayrılmasına neden olmak (ayrıca factionalize)
FACTIONALISM : English Turkish
n. hizipçilik, partizanlık
FACTIONALIZE : English Turkish
v. hiziplere ayrılmak; bir grubun hiziplere ayrılmasına neden olmak (ayrıca factionalise)
FACTIONIST : English Turkish
n. bölücü, hizipçi, fitneci, kışkırtıcı
FACTIOUS : English Turkish
adj. bölücü, ara bozucu, ayrımcı, fesatçı, hizipçi, kışkırtıcı
FACTIOUSLY : English Turkish
adv. hizipsel ve kavgacı bir tarzda, hizipçi bir tarzda, küçük hizipler oluşturma eğilimiyle
FACTIOUSNESS : English Turkish
n. hiziplere bölünme eğilimi, kavgacı ve hizipçi olma durumu, partizanlık
FACTITIOUS : English Turkish
adj. yapay, sahte, yapmacık, düzmeceli
FACTITIOUSLY : English Turkish
adv. uydurma bir şekilde, sahte olarak, yapay bir şekilde, suni olarak, doğal yollardan olmadan
FACTITIOUSNESS : English Turkish
n. yapaylık; sahtelik; yalan, sunilik
FACTITIVE : English Turkish
adj. ettirgen
FACTO : English Turkish
n. (Latince) "de facto" (uygulamada, gerçekte) teriminin bir parçası
FACTOID : English Turkish
n. gerçek olarak sunulan ve yaygın olarak inanılan ispatlanmamış veya gerçekdışı bilgi parçası
FACTOR : English Turkish
n. faktör, değişken, etmen, öğe, eleman, etken, kalıtımsal özellik taşıyan gen, aracı kuruluş, finansör (üretimde), kâhya [İsk.], çarpan, katsayı, tambölen
FACTOR ANALYSIS : English Turkish
faktör/değişken analizi, değişkenleri analiz etmek suretiyle değerlerin bağlantısını gösterme (İstatistik)
FACTOR I : English Turkish
n. (hematoloji) fibrinogen, karaciğerin sentezlediği protein, kan pıhtılaştığında fibrine (lifli protein) dönüşen protein
FACTOR IX : English Turkish
n. Yılbaşı faktörü, kanın pıhtılaşma işlemi için temel olan pıhtılaşma faktörü (faktör IX'un yokluğu hemofili B ile bağlantılıdır)
FACTOR OF SAFETY : English Turkish
güvenlik faktörü, belirli güvenlik miktarı
FACTORABLE : English Turkish
adj. değişkenlere ayrılabilir (Matematik)
FACTORAGE : English Turkish
n. aracı komisyonu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani