English
FACTORED : English Turkish
adj. değişkenlere ayrılmış (Matematik)
FACTORIAL : English Turkish
n. faktöriyel, daha küçük pozitif tamsayılar çarpıldığında ortaya çıkan tamsayı (Matematik)
FACTORIAL : English Turkish
adj. faktöriyele ilişkin, daha küçük pozitif tamsayılar çarpıldığında ortaya çıkan tamsayıya ilişkin (Matematik); çarpan veya çarpanlara (yada değişken veya değişkenlere) ilişkin (Matematik); bir etkene ilişkin; fabrikaya ilişkin
FACTORING : English Turkish
n. finanse etme, finanse etme anlaşması
FACTORING COMPANY : English Turkish
faktoring şirketi, borçları satın alan ve daha sonra bunları toplayan şirket
FACTORISATION : English Turkish
n. (Matematik) faktörizasyon, çarpıldığında tekrar polinom veya tamsayıyı verecek şekilde bir tamsayı veya polinomun çarpanlarına ayrılması (ayrıca factorization)
FACTORISE : English Turkish
v. (Matematik) çarpanlara ayırmak (ayrıca factorize)
FACTORISED : English Turkish
adj. (Matematik) çarpanlarına ayrılmış (ayrıca factorized)
FACTORIZATION : English Turkish
n. çarpanlarına ayırma
FACTORIZE : English Turkish
v. çarpanlara ayırmak
FACTORIZED : English Turkish
adj. (Matematik) çarpanlarına ayrılmış (ayrıca factorised)
FACTORIZED A NUMBER : English Turkish
ir sayıyı çarpanlarına ayırma (Matematik)
FACTORIZED NUMBER : English Turkish
çarpanlarına ayrılmış sayı
FACTORS OF PRODUCTION : English Turkish
üretüm faktörleri, hizmet sunumunda ticarette ve üretimde kullanılan vasıtalar (toprak, emek, sermaye, yönetim, vb.)
FACTORSHIP : English Turkish
n. bir etkenin pozisyonu veya görevleri, bir komisyoncunun görevleri veya konumu
FACTORY : English Turkish
n. fabrika, imalathane, dış ticari temsilcilerin çalıştığı işhanı
FACTORY ACTS : English Turkish
iş yasası, emek yasası, işçi kanunu
FACTORY CONFIGURATION : English Turkish
üreticinin konumu, üretici tarafından belirlenen konfigüresyon
FACTORY FARMING : English Turkish
yaygın ve yoğun endüstrileşmiş hayvancılık (çiftlik hayvancılığı, kümes hayvancılığı ve balıkçılık)
FACTORY MADE : English Turkish
adj. fabrikasyon
FACTORY OUTLET SHOWROOM : English Turkish
fabrika ürünlerinin sergilendiği mekan
FACTORY SHIP : English Turkish
n. yakaladıklarını işleyip dondurabilecek tüm ekipmana sahip olan büyük balıkçı teknesi; denizde balina avlama ve yağını çıkarma işlemi için gereken tüm ekipmana sahip balina avcılığına yönelik gemi
FACTOTUM : English Turkish
n. kâhya, uşak, hizmetçi
FACTS AND FIGURES : English Turkish
n. kesin veriler, tam rakamlar
FACTS OF LIFE : English Turkish
hayatın gerçekleri, cinsellik ve üreme ile ilgili bilgi, "kuşlar ve arılar"
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani