English
FAE : English Turkish
Saha Uygulama Mühendisi, bir şantiyede uygulamalı mühendislik görevlerini yerine getiren mühendis (teorik olana karşın olarak)
FAECAL : English Turkish
adj. pisliği olan, dışkıya ait, dışkı ile ilgili, atıl, tortulu
FAECES : English Turkish
n. dışkı, kaka, bok, pislik, atık, posa, tortu
FAECES SAMPLE : English Turkish
dışkı örneği, tıbbi analizlerde kullanılan küçük bir miktar dışkı
FAERIE : English Turkish
n. peri, periler ülkesi, masallar diyarı
FAERIE : English Turkish
adj. hayali, periler ile ilgili, peri
FAEROE ISLANDS : English Turkish
Faroe Adaları, Büyük Britanya ve İzlanda arasında bulunan kuzey Atlantik Okyanusu'nda bir ada grubu
FAEROESE : English Turkish
n. Faroe dili, Faroe Adaları'nda konuşulan İskandinav dili
FAERY : English Turkish
n. peri, periler ülkesi, masallar diyarı
FAERY : English Turkish
adj. hayali, periler ile ilgili, peri
FAFF : English Turkish
n. etkili olmayan aktivite, lüzumsuz eylem
FAFF : English Turkish
v. (İngiliz İngilizcesi) verimsiz bir şekilde baştan savmak; bir sürü anlamsız şey yaparak zaman harcamak
FAG : English Turkish
n. sigara, angarya, yorucu iş, yorgunluk, bitkinlik, büyük öğrenciye hizmet eden alt sınıf öğrencisi
FAG : English Turkish
v. yorulmak, didinmek, canı çıkmak, bitmek, yormak, canını çıkarmak
FAG END : English Turkish
izmarit, son kısım, artık, dip
FAG HAG : English Turkish
homoseksüel erkeklerin arkadaşlığından hoşlanan heteroseksüel kadın (Aşağılayıcı Argo)
FAG OUT : English Turkish
yormak, canını çıkarmak
FAGGED : English Turkish
adj. bitmiş, tükenmiş, aşırı derecede yorgun, enerjisi suyunu çekmiş, zayıf (Argo)
FAGGING : English Turkish
n. alt sınıf öğrencilerini uşak gibi kullanma
FAGGOT : English Turkish
n. çalı çırpı demeti, sakatat yemeği, ibne [arg.], homoseksüel, top
FAGGY : English Turkish
adj. erkek homoseksüele ilişkin; ibneye benzeyen, erkek homoseksüele benzeyen; fazlaca homo; mütevazi bir şekilde etkilenmiş
FAGOT : English Turkish
n. çalı çırpı demeti, sakatat yemeği, homoseksüel, top, ibne [arg.]
FAGOTING : English Turkish
n. nakış türü, oya türü, dikişle süsleme türü
FAGOTTIST : English Turkish
n. fagot (büyük tahta nefesli çalgı) çalan kimse
FAHRENHEIT : English Turkish
n. Fahrenhayt
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani