Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FAILING ENTERPRISE : English Turkish

aşarısız girişim, başarıya ulaşmayan proje

FAILING THIS : English Turkish

prep. aksi halde, olmazsa

FAILINGLY : English Turkish

adv. başarısızlıkla

FAILLE : English Turkish

n. kumaş türü

FAILOVER : English Turkish

n. belirli bir donanım parçasının çökmesinden sonra ağa erişimi sağlamak için bir bilgisayar ağındaki gereksiz fazlalık (Bilgisayar)

FAILURE : English Turkish

n. eksiklik, yokluk, aksatma, kusur, bulunmama, yapmama, ihmal, başarısızlık, kıtlık, iflas, batma, bozukluk, sekte, yetmezlik, tükenme, dinme, fiyasko, hayal kırıklığı

FAILURE OF CONSIDERATION : English Turkish

telafisiz, tazminatsız, karşılıksız, ödemesiz

FAILURE TO PAY : English Turkish

n. ödemeyi ihmal etme, ödeyememe

FAILURE TO REPAY A LOAN : English Turkish

ir borcu ödemedeki başarısızlık, borç iptali, bir borcun geri ödenmemesi

FAIN : English Turkish

adv. mecburen, memnuniyetle

FAIN I : English Turkish

interj. benden paso

FAINEANT : English Turkish

adj. (Fransızca) aylak; salak, aptal

FAINEANT : English Turkish

n. (Fransızca) aylak kimse; aptal kimse

FAINS I : English Turkish

interj. benden paso

FAINT : English Turkish

n. bayılma, baygınlık

FAINT : English Turkish

v. bayılmak, bitkin düşmek, hali kalmamak

FAINT : English Turkish

adj. baygın, bitkin, halsiz, bir parça, zayıf, soluk, sönük, uçuk, belli belirsiz, ürkek, korkak, çekingen, cesaretsiz

FAINT HOPE : English Turkish

n. uzak umut, bir parça umut

FAINT IDEA : English Turkish

zayıf fikir, geliştirilmemiş ham fikir, hala geliştirilmekte olan düşünce/plan

FAINT SOUND : English Turkish

cılız ses, zayıf çıkan ses

FAINT-HEARTED : English Turkish

zayıf kalpli, cesaretsiz, korkak, ödlek, korkakça, korku dolu

FAINT-HEARTEDNESS : English Turkish

korkaklık, ürkeklik, çekingenlik, cesaretsizlik

FAINTED : English Turkish

adj. baygın

FAINTER : English Turkish

n. şuurunu kaybetme eğiliminde olan, bayılmaya meyilli olan

FAINTEST : English Turkish

adj. en zayıf, en cansız, en cılız, en karanlık, en sönük