Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FAHRENHEIT TERMOMETER : English Turkish

n. fahrenhayt termometresi

FAHRENHEIT THERMOMETER : English Turkish

n. Fahrenheit termometresi, Fahrenheit derecesinde belirleyen termometre

FAI : English Turkish

Uluslararası Havacılık Federasyonu, 1905'te kurulan dünya hava sporları federasyonu

FAIENCE : English Turkish

n. fayans, çini

FAIL : English Turkish

n. zayıf not

FAIL : English Turkish

v. başaramamak, başarısız olmak, fiyasko ile sonuçlanmak, becerememek, ihmal etmek, suya düşmek, yapamamak, yapmamak, kalmak, tükenmek, iflas etmek, batmak, açmamak, başarısızlığa uğramak, ateş almamak, bozulmak, boşa çıkmak, boşa çıkarmak, ümidini kırmak, yüzüstü bırakmak, bırakmak

FAIL IN : English Turkish

-'da başarısız olmak, yetmemek, az gelmek, kısa kalmak, kayıtsız kalmak

FAIL PROOF : English Turkish

adj. hazırlıklı, tedbirli, güvenceli

FAIL SAFE : English Turkish

hazırlıklı, tedbirli, güvenceli

FAIL SOMEONE : English Turkish

irisine kötü not vermek (sınavda, vb.), sınıfta bırkmak; birini hayal kırıklığına uğratmak, birini yüzüstü birakmak

FAIL TO BRING DOWN INFLATION : English Turkish

enflasyonu (mallara erişebilmek için gereken para hacminin göreceli olarak ertmesı) indirmekte başarısız olmak

FAIL TO LIVE UP TO ONE'S PROMISES : English Turkish

sözünü tutmakta başarısız olmak, sözünü tutamamak, söz verdiği şeyi yerine getirememek

FAIL TO REACH AN AGREEMENT : English Turkish

anlaşamamak, anlaşmaya varamamak

FAIL TO SHOW UP : English Turkish

ortaya çıkmakta başarısız olmak, beklendiği şekilde varamamak veya hazır bulunamamak

FAIL-SAFE : English Turkish

n. başarısızlık veya işlev bozukluğu anında otomatik olarak zararı telafi eden mekanizma

FAIL-SAFE : English Turkish

adj. tamamen emniyetli; hataya karşı korumalı; erken ikaz mekanizması ile donatılmış veya erken ikaz mekanizmasına ilişkin; bombalama görevleri esnasında kullanılan kontroller ve korumalarla alakalı (Askeri)

FAILED : English Turkish

adj. başarısız; zayıf, düşük

FAILED AN EXAM : English Turkish

sınavda başarısız olan, sınavda son derece başarısız olan, bir sınavdan çok düşük not alan

FAILED ATTACK : English Turkish

aşarısız taarruz, başarıya ulaşmayan atak/saldırı

FAILED ATTEMPT : English Turkish

aşarısız teşebbüs, son derece başarısız deneyim/deney, planlandığı şekilde yürümeyen olay

FAILED HIS DRIVING TEST : English Turkish

ehliyet sınavında başarısız olan, ehliyet sınavını geçemeyen

FAILED MISERABLY : English Turkish

erbat bir şekilde çuvallayan, inanılmaz berbat şekilde başarısız olan, son derece başarısız olan, beklentilerin çok gerisinde kalan

FAILING : English Turkish

n. zaaf, ayıp, kusur, hata, eksiklik, zayıflık

FAILING : English Turkish

prep. yokluğunda, olmazsa

FAILING : English Turkish

adj. aksayan, yanılan, şaşan