Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FIBROID : English Turkish

n. tümör (lifli), ur (lifli)

FIBROID : English Turkish

adj. fibroit, lifli, lif

FIBROIN : English Turkish

n. saf ipekte ve örümcek ağında bulunan protein

FIBROMA : English Turkish

n. fibrom, tümör (lifli)

FIBROMYALGIA : English Turkish

n. (Tıp) kaslarda ve eklemlerde kronik ağrı ve sertlik

FIBROPLASIA : English Turkish

n. lifli dokunun doğal oluşumu (Tıp)

FIBROPLASTIC : English Turkish

adj. (Tıp) lifli dokunun doğal oluşumuna ilişkin

FIBROSIS : English Turkish

n. fibrosis

FIBROSITIS : English Turkish

n. fibrosit, doku romatizması

FIBROTIC : English Turkish

adj. fibrosis ile alakalı, bir organdaki lifli dokunun aşırı büyümesine ilişkin (Tıp)

FIBROUS : English Turkish

adj. lifli, life benzer, lif, ipliksi

FIBROUS TISSUE : English Turkish

life benzer yapıdaki doku

FIBROUSNESS : English Turkish

n. liflerden yapılmış olma durumu, lifli olma, liflere benzeme durumu

FIBSTER : English Turkish

n. yalanlar söyleyen kimse; yalancı

FIBULA : English Turkish

n. kamış kemiği, fibula, toka, broş

FIBULAR : English Turkish

adj. kamışkemiğine ait

FIBULARE : English Turkish

n. (Anatomi) ayak bileğini topuk kemiği ile birleştiren kemik veya kıkırdak (insanlar ve memelilerde topuk kemiği)

FICA : English Turkish

Federal Sigorta Primi Yasası, Sosyal Güvenlik ve Sağlık sigortası programları ödemeleri için işverenlerin çalışanların maaşlarından kesmelerini gerektiren ABD devlet kanunu

FICELLE : English Turkish

adj. (Fransızca) ipliğe benzeyen; lifli, life ilişkin, ip gibi, ipliksi, kılçıklı

FICELLE : English Turkish

n. (Fransızca) sicim; ince ip; hile

FICHE : English Turkish

n. mikrofilm

FICHTE : English Turkish

n. Fichte, soyadı; Johann Gottlieb Fichte (
1814), Alman filozof

FICHU : English Turkish

n. üçgen atkı, üçgen pelerin

FICKLE : English Turkish

adj. kararsız, dönek, değişken, maymun iştahlı, gelgeç

FICKLENESS : English Turkish

n. kararsızlık, döneklik