English
FIELD SECURITY : English Turkish
saha güvenliği, güvenli olduğundan emin olmak için bir alanın araştırılması
FIELD SERVICE : English Turkish
esas ofis dışında yapılan iş
FIELD SPORTS : English Turkish
açık hava sporları
FIELD TELEPHONE : English Turkish
dışarlarda kullanılan iletişim cihazı
FIELD TRAINING : English Turkish
arazi eğitimi, saha eğitimi, ana üsten uzakta yapılan eğitim (Askeri)
FIELD TRIP : English Turkish
n. eğitim amaçlı okul gezisi (özellikle müzeye veya tarihi bir mekana)
FIELD WORK : English Turkish
ilkelden yapılan gözlem yoluyla uygulama deneyimi kazanmak için yapılan iş (öğrenciler, stajyerler, vb.); doğal ortamlarında nesneleri gözlemlemek yoluyla elde edilen bilgi (antropoloji, sosyoloji, vb.'de yaygın)
FIELD-GLASSES : English Turkish
küçük el dürbünü
FIELDER : English Turkish
n. meydancı (kriket)
FIELDFARE : English Turkish
n. ardıçkuşu
FIELDGLASSES : English Turkish
n. dürbün, uzaktaki nesneleri görmeye yarayan el teleskobu
FIELDMOUSE : English Turkish
n. yaban faresi, tarla faresi
FIELDPIECE : English Turkish
n. hafif top
FIELDS : English Turkish
n. Fields, soyadı; W.C. Fields (
1946) ABD'li komedyen ve sinema oyuncusu
FIELDS OF INTEREST : English Turkish
ilgi alanları, ilginç bulunan konu veya alanlar
FIELDSMAN : English Turkish
n. meydancı (kriket)
FIELDSTONE : English Turkish
n. yontulmamış kaya
FIELDWORK : English Turkish
n. saha çalışması, alan veya alanlarda yapılan çalışma; uygulamalı araştırma (teorik veya labaratuvar çalışmasının tersine); geçici güçlendirme
FIELDWORKER : English Turkish
n. saha çalışanı, bir alan veya alanlarda çalışan kimse, bir tarlada çalışan kimse; araştırmanın uygulamalı tarafına odaklanan kimse (teorik veya labaratuvar çalışmasının tersine)
FIEND : English Turkish
n. şeytan, kötü ruh, zalim adam, canavar ruhlu kimse, tiryaki, çılgınca hoşlanan kimse, uzman
FIENDISH : English Turkish
adj. şeytanca, şeytani, zalim, acımasız
FIENDISHLY : English Turkish
adv. diabolik olarak; ahlaksız bir şekilde, kötü bir tarzda, art niyetle; şeytan gibi
FIENDISHNESS : English Turkish
n. şeytanlık, gaddarlık, zalimlik
FIERCE : English Turkish
adj. azılı, azgın, sert, kızgın, ateşli, kötü, berbat
FIERCE BATTLE : English Turkish
son derece şiddetli düşmanlıklar veya savaş, vahşi çatışma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani