Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FIFTH COLUMN : English Turkish

eşinci kol, düşman için çalışan gizli örgüt

FIFTH CRANIAL NERVE : English Turkish

n. (Anatomi) trigeminal sinir, çiğneme kaslarını kontrol eden kafa yüz ve motor hareketin belli başlı algısal siniri

FIFTH DISEASE : English Turkish

n. Beşinci hastalık, erythema infectiosum, erken çocukluk döneminde ortaya çıkan virüs hastalığı (ateş, tüm vücutta kaşıntı ve artrit ile karakterize edilen)

FIFTH GEAR : English Turkish

n. beşinci vites, şehirler arası otobanda araçların yüksek hızlarda gitmelerini sağlayan araç vitesi

FIFTH GENERATION COMPUTERS : English Turkish

eşinci nesil bilgisayarlar, 1990'larda geliştirilen yapay zekaya sahip sesle faaliyete geçen bilgisayarlar

FIFTH MONTH OF PREGNANCY : English Turkish

hamileliğin beşinci ayı, dokuz aylık hamilelik sürecinin beşinci ayı, hamileliğin ikinci üç aylık dönemi

FIFTH VERSE : English Turkish

eşinci mısra, beşinci dize, beşinci paragraf

FIFTH WHEEL : English Turkish

yedek tekerlek, gereksiz şey, gereksiz kimse

FIFTH-COLUMNIST : English Turkish

kendi ülkesine karşı bir saldırganla işbirliği yapmaya istekli olan kimse, kendi ülkesine karşı sabotaj ve ispiyonaj faaliyetlerine girişen gizli düşman ordusu destekçisi

FIFTHLY : English Turkish

adv. beşinci olarak

FIFTIES : English Turkish

n. elliler, 1950 ile 1959 arasındaki yıllar

FIFTIETH : English Turkish

n. ellide bir

FIFTIETH : English Turkish

adj. ellinci

FIFTIETH YEAR : English Turkish

ellinci yıl, 50 yıllık bir dönemin son yılı, 50'nci yıl kutlaması

FIFTY : English Turkish

n. elli

FIFTY FIFTY : English Turkish

yarı yarıya

FIFTY PERCENT REDUCTION : English Turkish

yüzde ellilik indirim, yarısına indirilen, yarısına kadar azaltılan

FIFTY YEARS OLD : English Turkish

adj. ellilik

FIFTY-TWO : English Turkish

elli iki, 52 rakamı

FIFTYFOLD : English Turkish

adj. elli misli

FIG : English Turkish

n. incir, giyim kuşam, üst baş

FIG KNIFE : English Turkish

incir kesmek için kullanılan bıçak

FIG LEAF : English Turkish

kılıf, gizlenmesi gereken şeyin örtüsü

FIG OUT : English Turkish

giydirip kuşatmak, süslemek

FIG TREE : English Turkish

incir ağacı