Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FILED A COMPLAINT : English Turkish

esmi bir talimat veren, şikayette bulunan (Hukuk); yanlış yapılan birşey hakkında suçlama dolduran

FILED A REQUEST : English Turkish

müracatta bulunan, bir başvuru dolduran

FILED A STATEMENT OF CLAIM : English Turkish

mülkiyet davası açan

FILED A STATEMENT OF DEFENCE : English Turkish

kendini korumak için hukuki bir ifade dolduran

FILED A SUIT : English Turkish

geçerli bir suçlamada bulunan, bir davanın ilk adımını gerçekleştiren

FILED AN APPEAL : English Turkish

ir itiraz içerisinde olan, temyiz eden, müracat eden, bir protesto gerçekleştiren; temyize başvuran (Hukuk)

FILED AN APPLICATION : English Turkish

aday olarak kaydolan, başvuran (bir iş için, vb.)

FILED AN INDICTMENT : English Turkish

esmi bir suçlamada bulunan

FILED DOCUMENTS : English Turkish

dökümanları dosyalayan, referans için kayıtları düzenleyen, kayıtları bir dosya içerisine koyan; korunması ve referans olması için düzenlenen kayıtlar

FILED HIS CANDIDACY : English Turkish

seçimde müsabık/aday olarak kaydolan

FILEFISH : English Turkish

n. uzun ve ince tropikal balık

FILENAME : English Turkish

n. bir dosyanın adı, bilgisayar veri yığını/derlemesi adı (Bilgisayar)

FILER : English Turkish

n. belirli bir düzende dökümanları veya evrakları dosyalayan kimse, dosya katibi; bir dosyayı düzeltip parlatan kimse

FILESPEC : English Turkish

n. bir dosyanın tam ismi ve konumu (Bilgisayar)

FILET : English Turkish

n. fileto, file, ağ

FILET MIGNON : English Turkish

n. filet mignon

FILET STEAK : English Turkish

n. fileto biftek

FILIAL : English Turkish

adj. evlâtla ilgili, evlât

FILIAL PIETY : English Turkish

anne babaya saygı

FILIALLY : English Turkish

adv. evlât olarak

FILIATE : English Turkish

v. babasını belirlemek, babalık testi yapmak (Hukuk)

FILIATION : English Turkish

n. evlâdı olma, soyu aynı olma, dallara ayrılma

FILIATION PROCEEDING : English Turkish

n. babalık tayini işlemleri

FILIBEG : English Turkish

n. etek (İsk.)

FILIBUSTER : English Turkish

n. korsan, haydut, parlamentoyu engelleme