Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FILIBUSTER : English Turkish

v. parlamentoyu engellemek

FILIBUSTERER : English Turkish

n. bir karar verilmesine engel olmak veya geciktirmek için uzun konuşmalar yapan kimse; kasıtlı olarak görüşmeyi uzatan kimse; haydutlara liderlik eden kimse, parlamento çalışmalarını engelleyenlere liderlik eden kimse

FILICIDAL : English Turkish

adj. oğlunu öldürmeye ilişkin; kızını öldürmeye ilişkin

FILICIDE : English Turkish

n. bir çocuğun ebeveyni tarafından öldürülmesi

FILIFORM : English Turkish

adj. ipliksi, lifli, iplik gibi

FILIGREE : English Turkish

n. filigran desen (kuyum), filigran

FILING : English Turkish

n. dosyalama

FILING A CLAIM : English Turkish

yasal bir dava açma, yasal bir suçlamada bulunma, dava dilekçesi doldurma, mahkemeye verme

FILING AN APPLICATION : English Turkish

aşvuru doldurma, aday veya istekli olarak kaydolma, başvuru (iş, pozisyon, vb. için.)

FILING AN INDICTMENT : English Turkish

esmi suçlama

FILING CABINET : English Turkish

dosya dolabı

FILING CARD : English Turkish

n. fiş

FILING FEE : English Turkish

ir döküman veya formu kaydetmek için alınan ücret

FILING ONE'S CANDIDACY : English Turkish

seçimde aday olarak kaydolma

FILINGS : English Turkish

n. eğe talaşı

FILIPINA : English Turkish

n. Filipina, Filipinli kadın, Filipinli kız

FILIPINO : English Turkish

n. Filipinli, Filipinler'in yerlisi ya da vatandaşı

FILIPINO : English Turkish

adj. Filipinler ile ilgili, Filipinler'e ait ya da ilgili olan

FILIPINO : English Turkish

n. Filipince, Tagalaog'u temel alan Filipinler'de konuşulan ulusal dil

FILIPPO PACINI : English Turkish

n. Filippo Pacini, (
1883) 1854'te kolera bakterisini bulan İtalyan anatomist

FILL : English Turkish

n. dolduracak miktar, dolusu, doyma, doyumluk

FILL : English Turkish

v. doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek

FILL A GAP : English Turkish

ir boşluk veya deliği kapatmak veya doldurmak

FILL A TOOTH : English Turkish

dişe dolgu yapmak, dişteki bir boşluğu doldurmak (gümüşle, dolgu maddesi ile, vb.)

FILL A VACUUM : English Turkish

oş bir alanı doldurmak