Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FOREIGN LAW : English Turkish

yabancı hukuk/yasa, dış hukuk, başka bir coğrafik bölgede kullanılan hukuk/yasa

FOREIGN LEGION : English Turkish

yabancı lejyon, yabancı birlik, diğer ülkelerden gönüllülerden oluşan askeri organizasyon

FOREIGN MANUFACTURE : English Turkish

yabancı üretim, başka bir ülkede yapılmış, başka ülke malı

FOREIGN MATTER : English Turkish

yabancı madde, bir mekanda oraya ait olmayan nesne veya madde

FOREIGN MINISTER : English Turkish

Dışişleri Bakanı, ülkesinin dış ilişkilerinden sorumlu olan hükümet bakanlar kurulu üyesi

FOREIGN MINISTRY : English Turkish

Dışişleri bakanlığı, bir ülkenin dış ilişkilerinden sorumlu olan devlet departmanı

FOREIGN MONEY MARKET : English Turkish

yabancı para piyasası, döviz piyasası, farklı ülkelerden yabancı para birimlerinin ticaretinin yapıldığı piyasa

FOREIGN NATIONALITY : English Turkish

yabancı uyruk, başka bir ülkenin vatandaşlığı

FOREIGN NETWORKS : English Turkish

yerel yayın otoritesine veya yerel kanallara bağlı olmayan televizyon istasyonları

FOREIGN NEWS : English Turkish

dünyadan haberler, dış haberler, yabancı haberler, diğer ülkelerden haberler

FOREIGN OBJECT : English Turkish

yabancı nesne

FOREIGN OFFICE : English Turkish

dışişleri bakanlığı (İng.)

FOREIGN PLAYER : English Turkish

yabancı oyuncu, spor takımında oynaması için başka bir ülkeden getirilen sporcu

FOREIGN POLICY : English Turkish

dış politika

FOREIGN POWER : English Turkish

yabancı güç, güçlü yabancı ülke

FOREIGN PRESS : English Turkish

yabancı basın, başka bir ülke merkezli gazete ve dergiler

FOREIGN PRODUCE : English Turkish

ithal ürünler

FOREIGN RESIDENT : English Turkish

yabancı sakinler, yabancılar, kendi ülkesi dışında bir ülkede ikamet eden kimse

FOREIGN SECRETARY : English Turkish

dışişleri bakanı, dışişlerinden sorumlu devlet bakanı

FOREIGN STUDENT : English Turkish

yabancı öğrenci, başka bir ülkeden gelen öğrenci

FOREIGN SUBSTANCE : English Turkish

yabancı madde, bir mekanda oraya ait olmayan nesne veya madde, yabancı cisim

FOREIGN TO : English Turkish

tanıdık olmayan, buralı değil, bir yerden değil, yabancı, garip

FOREIGN TRADE : English Turkish

dış ticaret

FOREIGN TRADE RISKS INSURANCE : English Turkish

yabancı ticari riskler sigortası, ihracatçılara verilen devlet güvencesi

FOREIGN TV CHANNEL : English Turkish

yabancı TV kanalı, yabancı bir ülkeden yayınlanan televizyon (genellikle kablolu) kanalı