English
FOREHANDEDLY : English Turkish
adv. dikkatli bir şekilde, ihtiyatlı bir şekilde, tedbirli bir şekilde
FOREHANDEDNESS : English Turkish
n. gelecek için hazır olma; tedbir, dikkat; tutumluluk, kanaatkarlık; başarı, gönenç, zenginlik, refah
FOREHEAD : English Turkish
n. alın
FOREIGN : English Turkish
adj. yabancı, dış
FOREIGN ACCENT : English Turkish
yabancı aksan, bir başka dilin telaffuz özelliği stili
FOREIGN AFFAIRS : English Turkish
dışişleri [brit.]
FOREIGN AFFAIRS AND DEFENCE : English Turkish
Dışişleri ve Savunma, dışişleri ve savunma konularıyla ilgili olan devlet komitesi
FOREIGN AFFAIRS AND DEFENCE COMMITTEE : English Turkish
dış ilişkiler ve savunma komitesi, dış politik meselelerde faaliyet göstermeleri ve raporlar sunmaları için seçilen insanlar grubu
FOREIGN AFFAIRS AND DEFENSE COMMITTEE : English Turkish
Dışişleri ve Savunma Komitesi, uluslararası ve askeri operasyonlar konuları ile ilgili karar almadan sorumlu olan komite
FOREIGN AFFAIRS COMMITTEE : English Turkish
dış ilişkiler komitesi, bir ülkenin diğer ülkelerle ilişkileri ile alakalı konuları ele alan komite
FOREIGN AFFIDAVIT : English Turkish
yabancı beyanname, yabancı taahhütname, yabancı bir ülkede yapılmış beyanname veya taahhütname, denizaşırı yerlerde de geçerli hukuki durum (Hukuk)
FOREIGN AGENT : English Turkish
yabancı ajan, yabancı bir ülkeden ajan, denizaşırı ülkelerden yetkili resmi temsilci
FOREIGN AID : English Turkish
dış yardım, bir ulusun diğerine sağladığı ekonomik destek
FOREIGN AID BUDGET : English Turkish
dış yardım bütçesi, diğer ülkeleri finansal olarak desteklerken harcanacak tahmini para miktarı
FOREIGN BODY : English Turkish
yabancı vücut, dünya dışı obje, ecnebi obje, ülke dışından nesne
FOREIGN CHECK : English Turkish
yabancı çek, denizaşırı bir bankadan yabancı bir para biriminde yazılan çek
FOREIGN CITIZEN : English Turkish
yabancı vatandaş, yabancı husus, yabancı uyruklu vatandaş
FOREIGN CITIZENSHIP : English Turkish
yabancı vatandaşlık, yabancı uyruklu milliyet
FOREIGN COMMERCE : English Turkish
dış ticaret, diğer ülkelerle yapılan ticaret
FOREIGN COMPANY : English Turkish
yabancı şirket, başka bir ülkede konuşlu şirket
FOREIGN COMPETITION : English Turkish
yabancı rekabet, diğer ülkelerde faaliyet gösteren işletmelerin oluşturduğu rekabet
FOREIGN CORPORATION : English Turkish
yabancı şirket, başka bir ülkede konuşlu şirket veya ortaklık
FOREIGN CORRESPONDENT : English Turkish
yabancı muhabir, yabancı bir ülkede haber peşinde koşan gazeteci veya televizyoncu
FOREIGN COUNTRIES : English Turkish
yabancı ülkeler, kendi ülkemiz dışında kalan ülkeler
FOREIGN COUNTRY : English Turkish
yabancı ülke, farklı ülke, dış ülke
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani