Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GROUSER : English Turkish

n. sızlanan kimse, dırdırcı, homurdanan

GROUT : English Turkish

n. sıva, harç, bulgur lâpası, yulaf kırması

GROUT : English Turkish

v. harç ile doldurmak

GROVE : English Turkish

n. koru, ağaçlık

GROVEL : English Turkish

v. yerde sürünmek, sürünmek, ayaklarına kapanmak, tapmak, yaltaklanmak

GROVELAND : English Turkish

n. Groveland, Amerika Birleşik Devletleri'nde birkaç kasaba ismi

GROVELER : English Turkish

n. yaltakçı, dalkavuk

GROVELING : English Turkish

adj. aşağılık, rezil, adi

GROVELINGLY : English Turkish

adv. rezil bir şekilde, aşağılık bir şekilde, boyun eğen bir şekilde, kendini aşağılayarak

GROVELLER : English Turkish

n. yaltakçı, dalkavuk

GROVELLING : English Turkish

adj. aşağılık, rezil, adi

GROVER : English Turkish

n. Grover, güneybatı Kaliforniya'da bir kasaba (ABD); Susam Sokağı televizyon çocuk programında iyi niyetli mavi canavar; erkek ismi; soyadı

GROVER CLEVELAND : English Turkish

Grover Cleveland, (
1908) Amerika Birleşik Devletleri’nin 22'nci ve 24'üncü cumhurbaşkanı (
89,
1897)

GROW : English Turkish

v. büyümek, gelişmek, yetişmek, yetiştirmek, büyütmek, üretmek, uzatmak, bırakmak, dönüşmek, lenmek, leşmek, lemek

GROW A BEARD : English Turkish

sakal bırakmak

GROW A MUSTACHE : English Turkish

ıyık bırakmak, dudağın üst kısmında bulunan tüyleri uzatmak

GROW APACE : English Turkish

v. serpilmek

GROW AWAY FROM : English Turkish

v. uzaklaşmak, soğumak, arası açılmak, büyüyüp sığmamak

GROW DARK : English Turkish

kararmak

GROW DIFFERENT : English Turkish

v. başkalaşmak

GROW FAT : English Turkish

kilo almak, şişmanlamak, semirmek

GROW FRUIT : English Turkish

meyve yetiştirmek, meyve bitkisi yetiştirmek, meyve ağaçları ve bitkileri yetiştirmek

GROW HOT : English Turkish

v. kızmak, sinirlenmek, öfkelenmek

GROW INTO A MAN : English Turkish

erkeklik erkekliğe adım atmak, adam olmak

GROW LAZY : English Turkish

tembelleşmek