Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HANDSAW : English Turkish

n. testere, el testeresi

HANDSBREADTH : English Turkish

n. karış, dört inçe eşit ölçü birimi (10 cm)

HANDSEL : English Turkish

n. uğur hediyesi, şans hediyesi, siftah, pey akçesi, ilk taksit

HANDSELLER : English Turkish

n. ucuz eşya satan, ucuz mal satıcısı, ucuzcu

HANDSET : English Turkish

n. telefon ahizesi, ahize

HANDSEWN : English Turkish

adj. elde dikilmiş, elle dikilmiş (dikiş makinesi ile değil), el dikişli

HANDSFUL : English Turkish

n. iki el dolusu, dolu eller

HANDSHAKE : English Turkish

n. el sıkma, toka, el sıkışma, tokalaşma

HANDSHAKER : English Turkish

n. halk karşısında gösterişli ve dostça görünen veya görünmesi gereken kişi (örnek: politikacılar); otomatik vitesli olmayan araba

HANDSHAKING : English Turkish

n. tokalaşma, iki kişi arasında ellerin skılması; iki bilgisayarı bağlama yöntemi veya aralarındaki veri transferinin koordinasyonu (Bilgisayar)

HANDSOME : English Turkish

adj. yakışıklı, güzel, hoş, etkileyici, kayda değer, büyük, cömert, bol, becerikli, eli yatkın, yetenekli, tecrübeli

HANDSOME LAD : English Turkish

yakışıklı genç, iyi görünümlü genç adam

HANDSOME MAN : English Turkish

n. yakışıklı adam

HANDSOMELY : English Turkish

adv. yakışıklıca, güzelce, çekicice; hoşça, zarif bir şekilde; cömertçe, fazlasıyla

HANDSOMENESS : English Turkish

n. yakışıklılık, güzellik, bolluk, cömertlik

HANDSPIKE : English Turkish

n. manivela, kaldıraç

HANDSPRING : English Turkish

n. perende atma

HANDSTAND : English Turkish

n. başaşağı durma

HANDSTITCHED : English Turkish

adj. el dikişli, elde dikilmiş, elle dikiş dikilmiş

HANDWASH : English Turkish

n. elde yıkama

HANDWASH ONLY : English Turkish

sadece elde yıkama

HANDWHEEL : English Turkish

n. çark, el çarkı

HANDWORK : English Turkish

n. el işi

HANDWOVEN : English Turkish

adj. elle örülmüş, elle dokunan, elle çalıştırılan tezgahta yapılan

HANDWRITE : English Turkish

v. elle yazı yazmak, elle yazmak