English
HANGAR : English Turkish
n. hangar
HANGBIRD : English Turkish
n. sarıasma kuşu, asma yuva kuran bir kuş; Baltimor sarıasması
HANGDOG : English Turkish
adj. sinsi tip, alçak kimse, sefil, perişan, kılıksız
HANGDOG LOOK : English Turkish
adj. sinsi görünüşlü, suçlu köpek gibi
HANGED : English Turkish
adj. asılmış, asılarak idam edilen veya öldürülen; askıya alınmış
HANGER : English Turkish
n. askı, çengel, duvar kâğıdı ustası, kemere asılan kama, avcı bıçağı
HANGER ON : English Turkish
ahtapot, hayran, izleyici, beleşçi, asalak
HANGING : English Turkish
n. asma, sarkma, ipe çekme, duvar kâğıdı, duvar kumaşı, asılma
HANGING : English Turkish
adj. asılı, asma, askıda, sarkan, sarkık
HANGING BASKET : English Turkish
askılı çiçek sepeti, tavan veya duvardan sarkan çiçek sepeti veya içinde bitki olan sepet
HANGING COMMITTEE : English Turkish
sergi resimlerini seçen komite
HANGING FROM THE CEILING : English Turkish
tavandan sarkan, odanın tavanından sarkıtılan
HANGING GARDEN : English Turkish
n. asmabahçe
HANGING GARDENS : English Turkish
n. asma bahçeler
HANGING LOOSELY : English Turkish
gevşek bir biçimde asılı, iyi bağlı değil, tehlikeli bir şekilde sarkıtılmış, asılı durup sallanan
HANGING MATTER : English Turkish
idamlık eylem, ölüm cezası hak eden davranış
HANGING ON A THREAD : English Turkish
tehlikeli, riskli, emniyetsiz, gevşek veya zar zor bir arada tutulan
HANGING ON THE WALL : English Turkish
duvara asılmış, duvara iliştirilmiş (resim, vs.)
HANGING ON TO : English Turkish
ir şeye tutunma, bir şeye sıkıca tutunma
HANGING OUT THE WASHING : English Turkish
çamaşır asma, ıslak çamaşırları çamaşır ipine asma
HANGINGS : English Turkish
n. asılmış eşyalar, asılmış olan perdeler, duvara asılmış olan resimli örtü; duvardan veya pencereden sarkan süs
HANGMAN : English Turkish
n. cellat oyunu, bir oyuncunun seçtiği kelimenin harflerini diğer oyuncunun tahmin etmesi gereken 2 kişilik kağıt ve kalem kelime oyunu
HANGMAN : English Turkish
n. cellat
HANGNAIL : English Turkish
n. şeytan tırnağı
HANGOUT : English Turkish
n. ev, mekân, ikinci adres, sık gidilen yer
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani