Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HAPPY HOUR : English Turkish

indirimli içki saati, bazı restoranların indirimli fiyata içecek sattıkları ve genellikle de ücretsiz meze sundukları akşamın erken saatlerindeki zaman

HAPPY HUNTING GROUND : English Turkish

n. şansın bol olduğu yer, Kuzey Amerikalı Kızılderililerin cenneti, insanların ölümden sonra gittiği huzur ve sonsuz mutluluğun olduğu yer (bazı Kuzey Amerikalı Kızılderililerin inanışı); dilediğin bir şeyin daha fazlasını elde edebileceğin bir yer

HAPPY MEAN : English Turkish

tam ortası, ideal ölçü

HAPPY MEDIUM : English Turkish

tam ortası, ideal ölçü

HAPPY MOTHER'S DAY : English Turkish

Anneler Günün Kutlu Olsun, Mutlu Anneler Günü dilerim, Keyifli Anneler Günü geçirmeni dilerim (annelere değer vermek için kutlanan bayram)

HAPPY NEW YEAR : English Turkish

Yeni Yılın Kutlu olsun, iyi bir Yeni Yıl tatili geçirmeni diliyorum (yeni yıla yakın olan zamanda söylenir)

HAPPY ST. PATRICK'S DAY : English Turkish

Aziz Patrick Günün Kutlu Olsun, güzel bir Aziz patrick Günü geçirmeni dilerim, Aziz Patrick Günün tadını çıkar (17 Mart, Hristiyan Aziz Patrick onuruna kutlanan genelde İrlanda'ya ait olan bayram)

HAPPY TO HELP : English Turkish

memnuniyetle yardım ettim

HAPPY WITH HIS LOT : English Turkish

kaderinden memnun, hayattan aldıklarından memnun

HAPSBURG : English Turkish

n. Hapsburg, Avusturya İspanya ve Kutsal Roma'ya hükümdarlar ve imparatorlar veren Alman hanedan ismi

HAPTEN : English Turkish

n. hapten, antijen türü

HAPTENE : English Turkish

n. hapten, antijen türü

HAPTENIC : English Turkish

adj. haptenik, hapten ile ilgili (antijen türü)

HAPTIC : English Turkish

adj. dokunma duyusu ile ilgili

HAPTICAL : English Turkish

adj. haptik, dokunma duyusu ile ilgili, dermal algı ile ilgili

HARA-KIRI : English Turkish

harakiri, kendi bağırsaklarını çıkarma yolu ile onurlu bir şekilde intihar etme (gözden düşmüş veya ölüm cezası altında olduklarında Japon samurayları tarafından yapılan törenli intihar)

HARAKIRI : English Turkish

n. harakiri

HARAMBEE : English Turkish

n. Harambee, Kenya'da kooperatif toplum

HARANGUE : English Turkish

n. söylev, nutuk, konuşma

HARANGUE : English Turkish

v. söylev vermek, konuşma yapmak, nutuk çekmek

HARANGUER : English Turkish

n. sıkıcı söylev veren kişi, tutkulu veya cafcaflı bir konuşma yapan kişi; ders veya konferans veren kişi

HARARE : English Turkish

n. Harare, Zimbabve'nin başkenti

HARAS : English Turkish

n. hara

HARASS : English Turkish

v. rahatsız etmek, sıkmak, bezdirmek, taciz etmek, canına okumak, çok yormak

HARASSER : English Turkish

n. taciz eden kimse, işkenceci; sıkıntı veren biri veya bir şey; baş belası