Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HAS A DOCTOR'S DEGREE : English Turkish

doktora derecesine sahip, fakülte veya üniversitede üçüncü ve en yüksek akademik dereceyi almış, doktora derecesini tamamlamış

HAS A FAMILY : English Turkish

aileye sahip, kendine ait bir aileye sahip

HAS A FINGER IN THE PIE : English Turkish

ir işte parmağı var, bir şeye karışmış, menfaati var

HAS A FUTURE : English Turkish

geleceği var, başarma yeteneğine sahip

HAS A GOOD BODY : English Turkish

iyi bir vücuda sahip, çekici bir şekilde yapılanmış vücuda sahip

HAS A GOOD HEAD FOR : English Turkish

- zekası olan,
kabiliyeti olan,
yeteneği olan, doğal yeteneğe sahip

HAS A GOOD HEAD ON HIS SHOULDERS : English Turkish

aklı başında olan, kafası çalışan, zeki, akıllı, beyinli

HAS A GOOD TASTE : English Turkish

iyi bir tadı var, lezzetli, tadı iyi, lezzetli bir tadı var

HAS A HAND IN : English Turkish

ir şeyde parmağı var, bir şeye karıştı, bir şeyde yer aldı, bir şeyden kısmen sorumlu

HAS A HARD TIME : English Turkish

zor durumda, sıkıntısı var, sorunları var

HAS A HEAD ON HIS SHOULDERS : English Turkish

o aklı başında biri, o akıllı, o zeki bir kişi

HAS A KEEN EYESIGHT : English Turkish

keskin görüşlü, gözlük yardımı olmadan uzağı görmesi mümkün

HAS A LIGHT HAND : English Turkish

eli çabuk, hünerli, elleri becerikli, elleriyle çok hızlı çalışır

HAS A MANDATE : English Turkish

yetkisi var; bir görev için yeterli oy aldı

HAS A MASTER'S DEGREE : English Turkish

yüksek lisans derecesine sahip, üniversitede lisans derecesinin üzerinde olan bir sonraki akademik dereceyi tamamlamış

HAS A MONOPOLY : English Turkish

tek satıcı, mal veya hizmetin münhasır kontrolüne sahip

HAS A MURKY PAST : English Turkish

karanlık bir geçmişe sahip, şüpheli bir geçmişi var

HAS A PLACE : English Turkish

ir yere sahip, yeri var, konuma sahip

HAS A PROBLEM : English Turkish

problem yaşıyor, zor bir durumda, sorunu var/has a puzzle

HAS A RECORD : English Turkish

sabıka kaydı var, cezai bir geçmişe sahip, daha önce tutuklanmış, poliste suç dosyası var

HAS A SAY IN THE MATTER : English Turkish

söz hakkına sahip, fikrini söyleme hakkına sahip, karar vermeyi kolaylaştırmak için yetkiye sahip

HAS A SCREW LOOSE : English Turkish

aklından zoru var, biraz çılgın, tamamen normal değil

HAS A SENSE OF : English Turkish

anlayışına sahip, bilgiye sahip, anlayışa sahip

HAS A SENTIMENTAL VALUE : English Turkish

duygusal değere sahip, duygusal nedenlerden dolayı değerli

HAS A SLATE LOOSE : English Turkish

keçileri kaçırmış, tam normal sayılmaz, biraz çılgın