English
HAS A SORE THROAT : English Turkish
oazı şiş, boğazı iltihaplı, boğazı ağırıyor
HAS A STEADY JOB : English Turkish
sabit bir işi var, sürekli işe sahip, devamlı işe sahip
HAS A STRONG CHARACTER : English Turkish
sağlam karakterli, güçlü bir kişiliye sahip, bütünlüğe sahip, prensipli
HAS A THRIVING BUSINESS : English Turkish
canlanan bir işe sahip, başarılı bir işe sahip, gelişen bir ticarete sahip, büyüyen bir şirkete sahip
HAS A TWENTY-TWENTY VISION : English Turkish
yüzde yüz görmeye sahip, mükemmel görmeye sahip
HAS A WIFE AND KIDS : English Turkish
eş ve çocuklara sahip, bir aile babası ve eş, bir aile babası, kendi ailesi var
HAS AMBITIONS : English Turkish
tutkuları var, emelleri var, hayalleri var
HAS AN ACCOUNT TO SETTLE : English Turkish
görmesi gereken hesabı var, hesaplaşmak istiyor; banka hesabını kapatması gerek
HAS AN AESTHETIC SENSE : English Turkish
estetik duyarlığa sahip, estetik bakımından doğuştan kabiliyetli, iyi zevke sahip
HAS AN AXE TO GRIND : English Turkish
kişisel çıkarı var, katılması için için özel bir nedeni var
HAS AN EXCELLENT MEMORY : English Turkish
mükemmel bir hafızaya sahip, olağanüstü hatırlama yeteneğine sahip, iyi bir hafızaya sahip
HAS AN ITCHING PALM : English Turkish
paragöz, açgözlü, bir şey istiyor (özellikle para)
HAS ANTS IN HIS PANTS : English Turkish
kıpır kıpır, yerinde duramayan, heyheyleri üstünde, huzursuz, ilgilenmesi gereken acil bir meselesi var
HAS BECOME : English Turkish
olmuş
HAS BEEN : English Turkish
n. eski özelliği kalmamış kimse, önemini yitirmiş şey, hükmü kalmamış şey
HAS BEEN ENTERED : English Turkish
içine girmiş; nüfuz olmuş; erişilmiş, girmiş
HAS BEEN THROUGH : English Turkish
aşından geçirdi, geride bıraktı, çekti, görüp geçirdi, deneyim yoluyla öğrendi
HAS BLOOD ON HIS HANDS : English Turkish
eli kanlı, cinayetten suçlu, başkanlarının ölümlerine sebep oldu (doğrudan veya dolaylı)
HAS BRAINS : English Turkish
çok zeki, entelektüel yeteneğe sahip, akıllı
HAS BUTTERFLIES IN HIS STOMACH : English Turkish
içi pır pır ediyor, sinirleri gergin, heyecanlı
HAS CHARACTER : English Turkish
karakterli, enteresan bir kişiliğe sahip
HAS COMPLAINTS : English Turkish
şikayetleri var, yakınmaları var, eleştirisi var
HAS COMPLICATIONS : English Turkish
komplikasyonları var, ek sağlık sorunlarına dayalı hastalık veya ameliyat sonrası iyileşmesi yavaş
HAS DECIDED PREFERENCES : English Turkish
değişmez tercihleri var, kesin hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri var
HAS DIFFICULTY : English Turkish
zor durumda, sorun yaşıyor, zorluk çekiyor
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani