Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KNIFE-GRINDER : English Turkish

ıçak bileyici, bıçak keskinleştiren alet; bıçak keskinleştiren kimse

KNIFEBOARD : English Turkish

n. bıçak temizlemek için kullanılan tahta, üzerinde bıçak temizlenen veya parlatılan tahta

KNIFELIKE : English Turkish

adj. bıçak gibi, bıçağa benzeyen; sivri, keskin

KNIFEPOINT : English Turkish

n. bıçak ucu, bıçağın ucu

KNIFER : English Turkish

n. bıçaklayan kimse, hançerleyen kimse; bıçakla kesen kimse

KNIFING : English Turkish

n. bıçaklı dövüş, bıçak dövüşü

KNIFING ATTACK : English Turkish

ıçaklı saldırı, bıçakla yapılan saldırı, saplama

KNIGHT : English Turkish

n. şövalye, silâhşör, at (satranç), kendini adayan kimse

KNIGHT : English Turkish

v. şövalye nişanı vermek

KNIGHT ERRANT : English Turkish

gezgin şövalye, don kişot, şövalye ruhlu kişi

KNIGHT ERRANTRY : English Turkish

adj. gezgin şövalyelik, don kişotluk

KNIGHT IN SHINING ARMOR : English Turkish

hayallerinin erkeği, "beyaz atlı prens"

KNIGHT OF THE ROAD : English Turkish

yol kesen kimse, soyguncu, hırsız; yolların fatihi

KNIGHT TEMPLAR : English Turkish

n. ortaçağda Hristiyan askeri düzeni üyesi; Amerika Birleşik Devletleri’nde Masonik düzeni üyesi

KNIGHTAGE : English Turkish

n. şövalye birliği, şövalyeler

KNIGHTED : English Turkish

adj. şövalyelik nişanı olan, şövalye yapılmış, şövalyelik unvanı verilmiş olan (İngiltere’de)

KNIGHTHOOD : English Turkish

n. şövalyelik, ağırbaşlılık

KNIGHTLY : English Turkish

adj. şövalye gibi

KNIGHTLY : English Turkish

adv. şövalyece

KNIGHTS OF THE HOLY FALSEHOOD : English Turkish

yanlış fikirlere sıkıca tutunan insanlar, yanlış olan belirli bir inancı sürdürmek için mücadele eden insanlar

KNIGHTS OF THE ROUND TABLE : English Turkish

Yuvarlak Masa Şövalyeleri, Kral Arthur'un efsanevi yuvarlak masa şovalyeleri

KNIGHTSBRIDGE : English Turkish

n. Londra'da bir bölge (İngiltere)

KNISH : English Turkish

n. birçok lezzetli dolgudan herhangi biriyle ile doldurulmuş olan kızartılmış küçük yuvarlak hamur

KNIT : English Turkish

n. örgü

KNIT : English Turkish

v. örmek, dokumak, bağlamak, çatmak, örgü örmek, birleşmek, kaynaşmak