Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KNOCK SMB. OFF HIS PERCH : English Turkish

v. havasını söndürmek, havasını bozmak

KNOCK SOMEONE DOWN : English Turkish

irini yere düşürmek, birinin dengesini kaybedip düşmesine neden olmak, birini devirmek; birini sersemletmek, birini şaşırtmak

KNOCK SOMEONE FLAT : English Turkish

irini vurup düşürmek, birine yere düşürecek şekilde sert vurmak

KNOCK SOMEONE OFF : English Turkish

irini temizlemek, birini öldürmek, cinayet işlemek

KNOCK THE BOTTOM OUT OF : English Turkish

-i altüst etmek,
in temelini sarsmak; engel olmak, önlemek, zorlaştırmak

KNOCK THE DOOR : English Turkish

v. kapıyı çalmak

KNOCK THE HEADS TOGETHER : English Turkish

v. kafa kafaya vermek

KNOCK THE SOCKS OFF : English Turkish

çok şaşırtmak, çok etkilemek, hayrete düşürmek, şaşkına çevirmek (Argo)

KNOCK THE SPOTS OFF : English Turkish

v. (Argo) taş çıkarmak, geçmek, üstün olmak, aşmak

KNOCK TOGETHER : English Turkish

ir araya getirmek, kuruvermek, inşa edivermek, çarpışmak

KNOCK UP : English Turkish

uyandırmak, hazırlayıvermek, kuruvermek, hazırlamak, para kazanmak, sayı yapmak, hamile bırakmak

KNOCK-ON EFFECT : English Turkish

zincirleme tepkime, domino etkisi, bir önceki reaksiyonun neden olduğu reaksiyonlar zinciri (British)

KNOCKABOUT : English Turkish

adj. gürültülü, kaba ve dayanıklı, sapasağlam

KNOCKDOWN : English Turkish

n. devirme, ucuz mal, portatif eşya

KNOCKDOWN : English Turkish

adj. yere serici, portatif, bozyap, en ucuz

KNOCKED DOWN : English Turkish

devrilmiş, yere serilmiş; yenilmiş; parçalara ayrılmış

KNOCKED HIM OFF HIS PEDESTAL : English Turkish

onu tahtından indirdi, onu yendi, onun itibarlı konumunu kaybetmesine neden oldu

KNOCKER : English Turkish

n. kapı tokmağı, kapı kapı dolaşan satıcı

KNOCKERS : English Turkish

n. memeler

KNOCKING : English Turkish

n. vurma, tekleme, tıklatma, eleştiri

KNOCKOUT : English Turkish

n. nakavt, büyük darbe, afet, çok çekici kimse

KNOCKOUT : English Turkish

adj. nakavt, zarar verici, yıkıcı, uyuşturucu, sersemletici

KNOCKUP : English Turkish

n. tenis alıştırması

KNOCKWURST : English Turkish

n. küçük boy baharatlı sosis (ayrıca knackwurst)

KNOL : English Turkish

n. "bilgi birimi", kullanıcıların bildikleri belirli bir konuda güvenilir makaleler yazıp paylaştıkları sağlayan Google'ın sunduğu ücretsiz araç