Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KNAVERY : English Turkish

n. dolandırıcılık, üçkâğıtçılık

KNAVISH : English Turkish

adj. üçkâğıtçı, hilekâr

KNAVISHLY : English Turkish

adv. alçakça, güvenilmez bir şekilde, iğrenç bir şekilde, hilekârlıkla; zarar verici bir şekilde (Eski kullanım)

KNAVISHNESS : English Turkish

n. hilekarlık, dolandırıcılık, alçaklık, aldatma; yaramazlık, zararlılık (Eski kullanım)

KNEAD : English Turkish

v. yoğurmak, ovmak, masaj yapmak

KNEADER : English Turkish

n. yoğuran kimse veya şey, hamur yoğuran kimse veya şey; masöz

KNEADING : English Turkish

n. yoğurma

KNEADING TROUGH : English Turkish

hamur teknesi

KNEE : English Turkish

n. diz, dirsek şeklinde parça

KNEE : English Turkish

v. diz ile vurmak

KNEE BEND : English Turkish

diz çökme

KNEE BENDING : English Turkish

n. diz çökme

KNEE BREECHES : English Turkish

kısa pantolon

KNEE CAP : English Turkish

n. diz kapağı, diz kapağı kemiği, patella, diz eklemi önündeki kemik; dizlik, diz koruyucu

KNEE DEEP : English Turkish

adj. diz boyu, dizlerine kadar batmış

KNEE FENCE : English Turkish

n. yerden yarım metre yüksekliğe kadar yerleştirilen tel örgü engeli

KNEE HIGH : English Turkish

adj. diz boyu, dize kadar

KNEE HIGH TO A GRASSHOPPER : English Turkish

(Argo) bacak kadar, çok küçük veya çok genç; kısa boylu

KNEE HIGHS : English Turkish

n. diz boyunda olan, diz boyuna kadar olan çoraplar

KNEE HOLE : English Turkish

n. dizlerin konulduğu boşluk, dizle için olan yer (masa altında, vs.)

KNEE JERK : English Turkish

diz refleksi

KNEE JERK REACTION : English Turkish

n. bir şeye karşılık olarak anında tepki veya cevap verme; düşünmeden meydana gelen tepki

KNEE JOINT : English Turkish

diz eklemi

KNEE LENGTH : English Turkish

adj. diz boyu

KNEE LENGTH SKIRT : English Turkish

n. diz boyu etek