Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KLF : English Turkish

Kopyright Liberation Front , İngiliz pop/disko müziği grubu

KLICK : English Turkish

n. (Argo) kilometre, bin metreye eşit olan uzaklık birimi

KLIEG : English Turkish

n. projektör, sinema fotoğrafçılığında kullanılan güçlü lâmba

KLIEG LIGHT : English Turkish

eskiden sinema endüstrisinde kullanılan güçlü ark lambası çeşidi (John ve Anton Kliegl tarafından icat edilen); sinema veya televizyon stüdyolarında kullanılan herhangi bir güçlü projektör

KLIEGL : English Turkish

n. bir soyadı; John H. Kliegl (
1959) ve Anton Tiberius Kliegl (
1927), sahne ve dekor aydınlatmasında uzman Alman asıllı Amerikalı kardeşler , Klieg Işığı'nın mucitleri

KLIMA : English Turkish

n. bir soyadı; Viktor Klima (1947 doğumlu) tecrübeli Avusturyalı devlet adamı,
2000 yılları arasında Avusturya Şansölyesi

KLIMT : English Turkish

n. bir soyadı; Gustav Klimt (
1918), Avusturyalı ressam ve yeni sanat akımı üyesi, Viyana Ayrışması grubunun kurucularından biri

KLINE : English Turkish

n. bir soyadı

KLINEFELTER : English Turkish

n. bir soyadı; Harry Fitch Klinefelter, Jr. (
), 1942'de XXY sendromunu ilk tanımlayan ABD'li hekim

KLINEFELTER'S SYNDROME : English Turkish

n. Klinefelter sendromu, (Genetik) XXY sendromu, fazladan bir X kromozomu bulunması sebebiyle erkeklerde oluşan rahatsızlık (küçük testisler, düşük sperm üretimi, uzun bacaklar ve mental retardasyon ile karakterize)

KLINGON : English Turkish

n. Klingon, "Star Trek" sinema filmi ve televizyon dizisi serilerinden uzaylı savaşçı

KLINGON LANGUAGE : English Turkish

n. Klingonca, "Star Trek" sinema filmi ve televizyon dizisi serilerinde Klingonlar'ın konuştuğu yapay dil

KLINGONESE : English Turkish

n. Klingon Dili, "Star Trek" sinema filmi ve televizyon dizisi serilerinde Klingonlar'ın konuştuğu yapay dil

KLIPPEL : English Turkish

n. Klippel, bir soyadı; Maurice Klippel (
1942), 1912 yılında Andre Feil'den bağımsız olarak bir sendromu (bugün Klippel-Feil sendromu olarak adlandırılan) tanımlayan Fransız nörolog

KLIPPEL-FEIL SYNDROME : English Turkish

n. Klippel-Feil sendromu, servikal füzyon sendromu, beyin sapı ve beyincik anormallikleri ve boyun omurlarındaki ırsi füzyon (hastalığa 1912 yılında birbirinden bağımsız olarak sendromu tanımlayan Andre Feil ve Maurice Klippel'ın adı verildi)

KLIPSPRINGER : English Turkish

n. kaya antilobu

KLONDIKE : English Turkish

n. Klondike, kuzeybatı Yukon'da bir bölge (Kanada); Yukon nehrine karışan bir nehir; Teksas'ta bir kasaba (ABD); solitaire iskambil kartı oyunu türü

KLONDIKE GOLD RUSH : English Turkish

Klondike Altına Hücumu, altın aramak için insanların kuzeybatı Kanada'ya 1897 yılında başlayan kitlesel göçü

KLONG : English Turkish

n. kanal (Tayland’da)

KLOOF : English Turkish

n. vadi (g. afr.), dere

KLUDGE : English Turkish

n. bir soruna uygun çözüm bulan uygun olmayan donanım veya yazılım öğeleri arasındaki kullanılması zor bağlantı; (Programlamada) karışık bir problemi hızlı bir şekilde çözen işin sofistike püf noktası (kabaca olsa da); başarısız model

KLUGE : English Turkish

n. bir soruna uygun çözüm bulan uygun olmayan donanım veya yazılım öğeleri arasındaki kullanılması zor bağlantı; (Programlamada) karışık bir problemi hızlı bir şekilde çözen işin sofistike püf noktası (kabaca olsa da); başarısız model

KLUTZ : English Turkish

n. hantal tip

KLUTZY : English Turkish

adj. hantal, beceriksiz, aptal, sakar (Argo)

KLUX : English Turkish

n. "Ku Klux Klan" isminin bir bölümü (ABD'de radikal beyaz ırkçı örgüt)