English
LABORITE : English Turkish
n. çalışanların haklarını temsil eden siyasi bir partinin üyesi; bir sendika üyesi
LABORSAVING : English Turkish
adj. emeği azaltan, işi azaltan, zahmeti azaltan (ayrıca laboursaving)
LABOUR : English Turkish
n. çalışma, hizmet, emek, işgücü, işçi sınıfı, işçi partisi (İng.), doğum sancısı
LABOUR : English Turkish
n. çalışmak, uğraşmak, çaba harcamak, emek vermek, doğum sancısı çekmek, lafı uzatmak
LABOUR DAY : English Turkish
n. İşçi Günü, emeğin ve çalışan insanların onuruna Kanada ve ABD'de her yıl Eylül ayının birinci pazartesi günü kutlanan ulusal bayram; çalışan insanların onuruna belirli ülkelerce 1 Mayıs'ta kutlanan ulusal bayram
LABOURED : English Turkish
adj. çalışkan, çok çalışan, yorucu, zahmetli
LABOURER : English Turkish
n. işçi, emekçi, ırgat, amele, rençper
LABOURING : English Turkish
adj. çalışan, zahmetli, yorucu
LABOURISM : English Turkish
n. emekçilik, işçilerin toplum içindeki egemenliğini savunan siyasi doktrin; İşçi partisi ilkeleri (ayrıca laborism)
LABOURIST : English Turkish
n. işçi hakları savunucusu, işçi haklarını savunan kimse (ayrıca laborist)
LABOURITE : English Turkish
n. İşçi partisi üyesi, İngiliz İşçi Partisi üyesi, İsçi Partisi yandaşı
LABOURSAVING : English Turkish
adj. emeği azaltan, işi azaltan, zahmeti azaltan (ayrıca laborsaving)
LABRADOODLE : English Turkish
n. Labrador ve Poodle melezi bir köpek cinsi
LABRADOR : English Turkish
n. Labrador
LABRADOR DOG : English Turkish
n. labrador köpeği
LABRADOR TEA : English Turkish
n. Labrador çayı, Kuzey Amerika'nın kuzeyinde çan şeklinde çiçekleri ve hoş kokulu yaprakları ile sürekli yaprak dökmeyen bodur ağaç (yaprakları Kanada'da çay yapımında kullanılır)
LABRADOREAN : English Turkish
adj. Labrador’a özgü, Labrador’a ait veya iliği olan (kuzeydoğu Kanada’da buluna bir yarımada)
LABRADORIAN : English Turkish
adj. Labrador’a özgü, Labrador’a ait veya iliği olan (kuzeydoğu Kanada’da buluna bir yarımada)
LABRADORITE : English Turkish
n. labradorit, genellikle açık mavi veya yeşil renkte olan feldispat mineral
LABRET : English Turkish
n. dudağa takılan süs takısı, ahşap taş veya başka malzemeden yapılan dudak süsü; dudaktan açılan deliğe takılan dudak takısı
LABRUM : English Turkish
n. dudak, dudağa benzeyen parça; eklembacaklılara ait ağzın bir parçası (Zooloji); süslenmiş eski Roma küveti (Arkeoloji)
LABURNUM : English Turkish
n. sarısalkım
LABYRINTH : English Turkish
n. labirent, içinden çıkılmaz durum, içkulak boşluğu
LABYRINTHIAN : English Turkish
adj. dolambaçlı, labirente ait, labirent gibi, karışık geçitleri olan
LABYRINTHINE : English Turkish
adj. labirent gibi, dolambaçlı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani