English
LAIC : English Turkish
adj. laik
LAICAL : English Turkish
adj. laik, dinsel olmayan, kiliseye ait olmayan; rahip sınıfından olmayan kişilerle ilgili
LAICALLY : English Turkish
adv. laik bir şekilde, dinsel olmayan bir şekilde
LAICISATION : English Turkish
n. laikleştirme, bir şeyin laik hale getirildiği süreç, dini öğenin kaldırılması (ayrıca laicization)
LAICISE : English Turkish
v. laikleştirmek, dinsel durumdan dünyevi duruma getirmek; dinsel öğeyi kaldırmak, dünyevileştirmek; bir şeyin rahiplere özgü olan durumunu veya özelliğini kaldırmak (ayrıca laicize)
LAICISM : English Turkish
n. laiklik
LAICIZATION : English Turkish
n. laikleştirme, bir şeyin laik hale getirildiği süreç, dini öğenin kaldırılması (ayrıca laicisation)
LAICIZE : English Turkish
v. laikleştirmek
LAID : English Turkish
adj. serilmiş, yatay konuma getirilmiş; düşmüş; konulmuş; gösterilmiş; atılmış; yerleştirilmiş; ayarlanmış; sebep olmuş; yatıştırılmış
LAID A HAND ON HIM : English Turkish
ona el kaldırdı, ona eliyle dokundu, elini onun üzerine koydu
LAID AN EGG : English Turkish
yumurtladı, yumurta üretti (örn. tavuktan)
LAID DOWN : English Turkish
ıraktı, koydu, yatırdı; beyan etmek, belirtmek; verdi, feda etti
LAID DOWN TERMS : English Turkish
şartları koştu, şartları açıkladı, koşulları iade etti
LAID HANDS ON : English Turkish
-e el kaldırdı, ellerini – üzerine koydu, vurdu, çaktı
LAID HANDS ON HIM : English Turkish
ona el kaldırdı, ona eliyle dokundu, elini onun üzerine koydu
LAID HIS CARDS ON THE TABLE : English Turkish
samimi bir şekilde açıkladı, içinde olan her şeyi açığa vurdu, içini döktü
LAID OFF HIM : English Turkish
onu bıraktı, onu yalnız bıraktı
LAID THE CORNER-STONE : English Turkish
köşe taşını yerine koydu, köşe taşını yerine yerleştirdi
LAID THE FOUNDATIONS FOR : English Turkish
temellerini attı, altyapısını hazırladı,
için zemin hazırladı
LAID THE TABLE : English Turkish
sofrayı kurdu, masayı hazırladı, masayı yemek yemek için hazırladı
LAID WAITING AT HIS DOORSTEP : English Turkish
erkenden gitti, onu görmek için erken kalktı
LAID-BACK : English Turkish
ahat, gevşemiş, sakin, acelesiz; kaygısız, tasasız
LAIDBACK : English Turkish
adj. gevşek, sakin
LAIR : English Turkish
n. in, ağıl, yatacak yer, haydut yatağı, sığınak
LAIRD : English Turkish
n. toprak sahibi [İsk.]
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani