Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LAY DOWN ONE'S LIFE : English Turkish

hayatını feda etmek

LAY DOWN THE LAW : English Turkish

v. direktif vermek, yetkili bir şekilde konuşmak

LAY EGGS : English Turkish

yumurtlamak

LAY EMPHASIS : English Turkish

üzerinde durmak, vurgulamak, önemle belirtmek

LAY EYES ON : English Turkish

gözlerini dikmek, bakmak

LAY FIGURE : English Turkish

model, önemsiz kimse, gerçek dışı karakter

LAY FLAGSTONES : English Turkish

v. taş döşemek

LAY FOUNDATION : English Turkish

temelini atmak, temel taşı atmak, temelini başlatmak

LAY HANDS ON : English Turkish

-e el sürmek, elleriyle dokunmak; kapmak, yakalamak

LAY HOLD OF : English Turkish

ele geçirmek

LAY IN : English Turkish

stoklamak, depolamak, sağlamak, dayak atmak, dövmek, çok kazanmak

LAY IN ASHES : English Turkish

kül olmak, olduğu yerde yanmak

LAY IN RUINS : English Turkish

v. mahvetmek

LAY IN THE COAL : English Turkish

n. kömür sağlamak

LAY IN WAIT : English Turkish

pusuya yattı, pusuda bekledi, tuzak kurdu

LAY INTO : English Turkish

dövmek, pataklamak, dayak atmak

LAY IT ON : English Turkish

abartmak, göklere çıkartmak, pohpohlamak

LAY IT ON THICKLY : English Turkish

v. abartmak, yağ çekmek, pohpohlamak

LAY IT ON WITH A TROWEL : English Turkish

abartmak, ballandıra ballandıra anlatmak, methetmek, pohpohlamak

LAY JUDGE : English Turkish

n. meslekten olmayan hakim

LAY LOW : English Turkish

indirmek, yatırmak, yatağa düşürmek, yere sermek, mahvetmek

LAY OFF : English Turkish

işten çıkarmak, geçici olarak uzaklaştırmak, ara vermek, kesmek, bırakmak, rahat bırakmak, bitmek, bir kenara koymak

LAY OFF PAY : English Turkish

geçici işsizlik parası

LAY OFF SMOKING : English Turkish

v. sigarayı bırakmak

LAY ON : English Turkish

yüklemek, koymak, sürmek, kullanmak (kamçı), tesisat döşemek, sağlamak, halletmek, ayarlamak, yüklenmek