Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LAY ON HIS BACK : English Turkish

sırtüstü yattı, yatay pozisyonda yattı

LAY ON THE LINE : English Turkish

iske atmak, tehlikeye atmak

LAY ONE'S CARDS ON THE TABLE : English Turkish

samimi olarak söylemek, açık konuşmak, dürüst olmak, saklamamak

LAY ONESELF DOWN : English Turkish

v. yatmak

LAY ONESELF OUT : English Turkish

kendini paralamak

LAY OPEN : English Turkish

v. içini açmak, açmak, açıklamak

LAY OUT : English Turkish

v. sermek, harcamak, düzenlemek, hazırlamak, vurmak, yere sermek, paralamak

LAY OVER : English Turkish

v. ertelemek, ara vermek, mola vermek

LAY SIEGE TO : English Turkish

kuşatmak, kuşatma altına almak, ikna etmeye çalışmak

LAY SISTER : English Turkish

n. gönüllü çalışan rahibe

LAY SMB. LOW : English Turkish

v. yere sermek

LAY SMTH. AT ONE'S DOOR : English Turkish

üzerine atmak, yüklemek, üstüne yıkmak

LAY STRESS : English Turkish

v. vurgulamak

LAY STRESS ON : English Turkish

vurgulamak, üzerinde durmak

LAY STRESS UPON : English Turkish

n. vurgulamak, üzerinde durmak

LAY THE BLAME AT ONE'S DOOR : English Turkish

suçu üstüne yıkmak, kabahati yüklemek

LAY THE CARDS ON THE TABLE : English Turkish

v. samimi olarak söylemek, açık konuşmak, dürüst ve açık olmak, ne yapacağını birine dürüstçe söylemek, gerçekten ne yapmayı planladığını birine söylemek, aslında ne olduğunu açığa çıkarmak

LAY THE CLOTH : English Turkish

sofrayı hazırlamak

LAY THE CORNER STONE : English Turkish

temel taşını atmak, ilk taşı koymak, inşaata başlamak

LAY THE FIRE : English Turkish

v. ateşi yakmak

LAY THE FOUNDATION STONE : English Turkish

v. temel taşını koymak

LAY THE FOUNDATIONS : English Turkish

temelini atmak, temelini başlatmak

LAY THE FOUNDATIONS OF : English Turkish

temelini atmak, esaslarını koymak

LAY THE ODDS : English Turkish

v. kazanma şansı çok bahse girmek

LAY THE TABLE : English Turkish

masayı hazırlamak, masayı kurmak, sofrayı kurmak