Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LEAD AN ORCHESTRA : English Turkish

orkestra yönetmek, orkestra idare etmek, bir müzik grubuna yol göstermek

LEAD ASTRAY : English Turkish

azdırmak, baştan çıkarmak, bozmak, ayartmak

LEAD AT CARDS : English Turkish

v. kartlarını açmak

LEAD AWAY : English Turkish

alıp götürmek, başlatmak, saptırmak

LEAD AWAY FROM : English Turkish

v. sapmak, ayrılmak

LEAD BANK : English Turkish

ana banka, büyük sendikasyon kredisi sağlayan bankalar grubunun merkez bankası (Finans)

LEAD BY THE NOSE : English Turkish

istediğini yaptırmak, kontrol etmek, hükmedebilmek

LEAD CONTENT : English Turkish

n. kurşun oranı

LEAD IN : English Turkish

n. besleme, anten giriş teli, giriş, programı açış sözleri, tanıtma

LEAD LINE : English Turkish

n. (Denizcilik) iskandil salvosu, suyu derinliğini belirlemek için kullanılan çekül

LEAD MANAGEMENT : English Turkish

merkezi yönetim, en üst yönetim, ana yönetim (büyük örgüt veya şirketin)

LEAD OFF : English Turkish

aşlatmak, yol göstermek

LEAD ON : English Turkish

önde gitmek, götürmek, ayartmak, kandırmak

LEAD ONE TO SUPPOSE : English Turkish

-olduğunu düşünmesine neden olmak, yanlış inancı olmasına yol açmak, birinin yanlışlıkla – olduğunu düşmesine sebep olmak

LEAD PENCIL : English Turkish

kurşunkalem

LEAD PIPE : English Turkish

adj. mutlak, kesin, garanti edilmiş, şüphesiz

LEAD POISONING : English Turkish

kurşun zehirlenmesi

LEAD PURSUIT : English Turkish

önde kovalamaca, bir dönüş esnasında düşman uçağının önünde kalma

LEAD SMB. A DANCE : English Turkish

aşına iş açmak, üzmek, eziyet etmek, hayatı zehir etmek

LEAD SMB. A DOG'S LIFE : English Turkish

hayatını mahvetmek, hayatı zindan etmek

LEAD SMB. UP THE GARDEN PATH : English Turkish

kötü yola sevketmek

LEAD SOMEONE BY THE NOSE : English Turkish

irine istediğini yaptırmak, birisi üzerinde tam kontrolü olmak

LEAD STORY : English Turkish

n. başmakale

LEAD THE DANCE : English Turkish

dansı yönetmek, dans sırasında yönlendirmek, dans sırasında yol göstermek

LEAD THE WAY : English Turkish

önayak olmak, yol göstermek