Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LEGISLATIVE : English Turkish

adj. yasayan, kanun yapan, yasama

LEGISLATIVE ASSEMBLY : English Turkish

n. yasama meclisi, bazı eyalet meclislerindeki yasama organı dalı (ABD)

LEGISLATIVE AUTHORITY : English Turkish

yasama yetkisi, kanun yapan otorite

LEGISLATIVE BRANCH : English Turkish

Senato ve Temsilciler Meclisi'ni kapsayan ABD Hükümeti'nin bir bölümü

LEGISLATIVE COUNCIL : English Turkish

yasama kurulu, yasalar çıkaran Kongreye ait komite (ABD)

LEGISLATIVE ENACTMENT : English Turkish

yasal olarak kanunlaştırma, kanun yaratma, kanunu yürürlüğe sokma, kanun yapma

LEGISLATIVE MACHINERY : English Turkish

yasama mekanizması, hukuk sistemi, adalet sistemi

LEGISLATIVELY : English Turkish

adv. yasal bir şekilde, kanuni bir şekilde, kanun yolu ile

LEGISLATOR : English Turkish

n. yasamacı, kanun yapan kimse, millet meclisi üyesi

LEGISLATORIAL : English Turkish

adj. hukukçularla ilgili, kanun yapanlarla ilgili; yasama organıyla ilgili; çıkarılan yasalarla ilgili

LEGISLATORSHIP : English Turkish

n. kanun yapma görevi, kanun yapan kimsenin konumu veya görevleri

LEGISLATRESS : English Turkish

n. kanun yapan kadın, kadın yasama meclisi üyesi, meclis üyesi kadın, yasamacı kadın

LEGISLATRIX : English Turkish

n. kanun yapan kadın, kadın yasama meclisi üyesi, meclis üyesi kadın, yasamacı kadın

LEGISLATURE : English Turkish

n. yasama meclisi, yasama organı

LEGIST : English Turkish

n. hukukçu

LEGIT : English Turkish

yasal, meşru, canlı oyun

LEGITIM : English Turkish

n. bir vasiyete göre hak talep edilebilen mirasın bir kısmı (Roma Hukuku)

LEGITIMACY : English Turkish

n. yasallık, meşruluk, yerindelik, haklılık, mantıklılık, soydan geçme

LEGITIMACY OF THE STATE : English Turkish

devletin meşruiyeti, bir ülkenin yasallığı

LEGITIMATE : English Turkish

v. meşrulaştırmak, yasal hale getirmek, babası olduğunu onaylamak, onaylamak, haklı çıkarmak, mazur göstermek

LEGITIMATE : English Turkish

adj. yasal, meşru, mantıklı, akla uygun, yerinde, haklı, soydan gelen

LEGITIMATE CLAIM : English Turkish

kanuni hak, yasal hak

LEGITIMATE DRAMA : English Turkish

canlı oyun

LEGITIMATE PRIDE : English Turkish

n. haklı gurur

LEGITIMATE PURPOSE : English Turkish

mantıklı amaç, hak verilebilir amaç, uygun niyet