English
LIGATED : English Turkish
adj. bağlanmış, bağlı, bir araya bağlanmış, tutturulmuş
LIGATION : English Turkish
n. bağlama, bağlama veya tutturma eylemi (özellikle kanayan arter); bağ, bağlayan veya tutturan bir şey
LIGATURE : English Turkish
n. bağ
LIGATURE : English Turkish
v. bağlamak, bir araya getirmek
LIGEANCE$44616$A : English Turkish
n. hükümdar veya derebeyi tarafından yönetilen bölge; sadakat (Eski kullanım)
LIGHT : English Turkish
n. aydınlık, ışık, lâmba, deniz feneri, ışıltı, nur
LIGHT : English Turkish
adj. açık, hafif, yumuşak, tasasız, umursamaz, fingirdek
LIGHT : English Turkish
v. yakmak, aydınlatmak, ışık saçmak, neşelendirmek, ışık tutmak, yanmak, aydınlanmak, ışımak, inmek, rastlamak, denk gelmek, konmak
LIGHT : English Turkish
adv. hafif, kolayca
LIGHT A BEACON : English Turkish
fener yakmak, işaret ışığı yakmak
LIGHT A FIRE UNDER : English Turkish
v. birinin daha hızlı harekete geçmesini teşvik etmek, birini daha çabuk başlaması için cesaretlendirmek
LIGHT AND SHADE : English Turkish
siyah ve beyaz, iki zıt şey (örn.:iyi ve kötü, lehte ve aleyhte olanlar, başarılar ve başarısızlıklar)
LIGHT ANTI-ARMOR WEAPON : English Turkish
Hafif Anti-zırh silahı, ABD üretimi taşınabilir hafif anti-tank silahı
LIGHT APPLAUSE : English Turkish
hafif alkış, kibar alkışlama, ellerin hafifçe çarpılması
LIGHT ARTILLERY : English Turkish
hafif top, boyutlarına ilişkin olarak hafif ağırlıkta olan silahlar (güçleri açısından da küçük olan)
LIGHT AS A FEATHER : English Turkish
tüy gibi hafif, çok hafif, tüy kadar hafif
LIGHT AT THE END OF THE TUNNEL : English Turkish
tünelin sonundaki ışık, karanlığın ortasındaki ışık, bir buhranın sona ereceği ümidi
LIGHT ATHLETICS : English Turkish
hafif atletizm, orta dereceli atletizm
LIGHT BEAM : English Turkish
ışın demeti, ışın
LIGHT BEER : English Turkish
n. hafif bira
LIGHT BLUE : English Turkish
açık mavi, gökyüzü renginde
LIGHT BOMBER : English Turkish
hafif bombardıman uçağı, kısa menzilli bombalama misyonları için kullanılan küçük uçak
LIGHT BROWN : English Turkish
devetüyü
LIGHT BULB : English Turkish
elektrik ampulü, metal tabandan ve üst kısmı camdan oluşan obje (içinden elektrik akımı geçtiği zaman ışık üretir)
LIGHT BUOY : English Turkish
ışıklı şamandıra, parlak ışığı olan demirli şamandıra (gemi kaptanlarının gece saatlerinde gemiyi götürmelerine yardımcı olması için kullanılan)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani