English
ANTIAIRCRAFT OPERATIONS OFFICER : English Turkish military
HAVA SAVUNMA HAREKAT SUBAYI:Bir savunmada iş gören bütün hava savunma birlikleri komutanının temsilcisi olan ve hava savunma harekat merkezinde bütün hava savunma harekatına nezaret eden subay
ANTIAIRCRAFT OPERATIONS ROOM : English Turkish military
HAVA SAVUNMA HAREKAT ODASI:Bir hava savunma topçusunun muharebe karargahı. Bu oda; hava savunma topçu istihbarat hizmetinin toplama, kıymetlendirme ve yayma merkezidir. Buna "antiaircraft operations center" de denir
ANTIAIRCRAFT WEAPON : English Turkish military
UÇAKSAVAR SİLAHI:Bakınız: "Duster (antiaircraft weapon) "
ANTIAMPHIBIOUS MINEFIELD : English Turkish military
(LAND MINE WARFARE):AMFİBİ TAARRUZA KARŞI MAYIN TARLASI (KARA MAYIN HARBİ):Esas itibariyle, amfibi taarruza karşı koymak üzere döşenmiş bir mayın tarlası. Ayrıca bakınız: "minefield"
ANTICIPATED RATION STRENGTH : English Turkish military
MUHTEMEL İAŞE MEVCUT RAPORU:Dağıtım yapan levazım subaylığına, üç gün sonraki ihtiyaç için verilen günlük rapor. Bu rapor: bir mevki, kamp, garnizon veya bir tümen ya da daha büyük birlikteki insan miktarını gösterir ve iaşe maddelerinin dağıtımında esas olur
ANTICOUNTERMINING DEVICE : English Turkish military
MUKABİL MAYIN TARANMASINA KARŞI KOYMA CİHAZI:Şok etkisini önlemek üzere tasarlanan bir inflüens mayına monte edilen cihaz
ANTICROP AGENT : English Turkish military
TARIM ÜRÜNLERİNE ZARAR VERİCİ MADDE:Seçilmiş yiyecek veya endüstriyel ürünlerde hastalık yaratmak veya bu ürünlere zarar vermek üzere kullanılan canlı bir organizma veya kimyasal madde. Ayrıca bakınız: "antiplant agent"; "herbicide"
ANTICROP OPERATIONS : English Turkish military
TARIM ÜRÜNLERİNE ZARAR VERME HAREKATI:Düşmanın seçkin yiyecek kaynaklarını ve endüstriyel ürünlerini tahrip etmek üzere, askeri harekatlarda tarım ürünlerine zarar verici maddelerin kullanımı
ANTIDIM : English Turkish military
ANTİDİM:Koruyucu maskenin göz, camlarında buğulanma etkisini azaltan bir madde
ANTIDIM SET : English Turkish military
ANTİDİM KUTUSU:Bütün gaz maskelerinde bulunan ve antidime batırılmış bir bez parçasını ihtiva eden kutu
ANTIDISTURBANCE FUSE : English Turkish military
KIMILDATMAYA KARŞI HASSAS MAYIN TAPASI:Kurulduktan sonra hassas bir duruma gelip herhangi bir hareket veya kımıldatmanın infilaka sebep olacağı tapa. Buna "anti-handling fuze" da denir. Ayrıca bakınız: "antiwithdrawal device"
ANTIFRICTION DEVICE : English Turkish military
SÜRTÜNMEYE KARŞI TERTİBAT:Bir silahın tevcihinde sürtünmeyi azaltan tertibat. Bu tertibat; silahı, ana yataklar üzerinde yükseltip ayırmak ve hareket ettirilirken, serbestçe dönen hafif yataklar üzerinde oturtmak suretiyle çalışır
ANTIGRAVITY : English Turkish military
ÇEKİM KESME ETKİSİ:Mahiyeti henüz keşfedilmemiş bir enerji sahasının, roket araçları ve insan vücudu gibi kütleler üzerinde yer çekim kuvvetini kaldırdığı veya azalttığı sanılan etki
ANTIGRENADE NETTING : English Turkish military
BOMBA AĞI:Düşmanın mevzi içine atmaya çalışacağı bombalara karşı koruma sağlayan ağ
ANTIJAMMING : English Turkish military
KARIŞTIRMAYI ÖNLEME:Karıştırma etkilerini gidermek için yapılan herhangi bir işlem. Bu işlem, telsiz haberleşmesine ve radara uygulanır. Ayrıca bakınız: "jamming"
ANTILIFT DEVICE (LAND MINE WARFARE) : English Turkish military
KALDIRMAYA KARŞI HASSAS MAYIN TUZAK DÜZENİ (KARA MAYIN HARBİ):Bağlı bulunduğu mayının kaldırılmasıyla bu mayını veya yakınındaki bir başka mayını yada patlayıcı maddeyi infilak ettirecek şekilde tertiplenmiş bir düzen
ANTIMATERIAL AGENT : English Turkish military
MALZEMEYE ZARARLI MADDE:Malzemenin bozulmasına veya hasarına sebep olan bir canlı organizma veya kimyasal madde
ANTIMATERIAL OPERATIONS : English Turkish military
MALZEMEYE ZARAR VERME HAREKATI:Askeri harekatlarda, malzemeye zarar veren silahların veya maddelerin kullanımı
ANTIMECHANIZED DEFENSE : English Turkish military
ZIRHLI ARAÇLARA KARŞI SAVUNMA:Zırhlı birlikler ile tanksavar silahları, el ve tüfek bombaları, sahra topçusu ve hava savunma topçusuna ait hendekler, tuzak, mayın tarlaları ve mevcut diğer vasıtalar bu savunmanın başlıca unsurlarıdır. Buna "antitank defense" de denir
ANTIMECHANIZED SECURITY : English Turkish military
ZIRHLI KUVVETLERE KARŞI EMNİYET:Mekanize düşman kuvvetlerinin baskın ve tacizlerden korunmak için kurulan sistem
ANTIMECHANIZED WEAPON : English Turkish military
TANKSAVAR SİLAHI:Bak. "antitank weapon"
ANTIMISSILE MISSILE : English Turkish military
FÜZE TAHRİP FÜZESİ:Uçuş halindeki diğer füzeleri önlemek ve imha etmek maksadıyla fırlatılan bir savunma füzesi. Ayrıca bakınız: "Ballistic missile interceptor"
ANTIPERSONNEL BOMB : English Turkish military
ANTİPERSONEL BOMBA:Canlı hedeflere karşı kullanılmak üzere imal edilmiş bomba
ANTIPERSONNEL MINE (LAND MINE WARFARE) : English Turkish military
ANTİPERSONEL MAYIN (KARA MAYIN HARBİ):Personelde zayiata sebebiyet vermek maksadıyla imal edilmiş bir mayın. Ayrıca bakınız: "mine (land mine warfare) "
ANTIPERSONNEL MINEFIELD (LAND MINE WARFARE) : English Turkish military
ANTİPERSONEL MAYIN TARLASI (KARA MAYIN HARBİ):Esasında, düşman piyade taarruzundan korunmak maksadıyla döşenmiş bir mayın tarlası. Ayrıca bakınız: "minefield (landmine warfare) "
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani