English
ANTIVEHICULAR OBSTACLE : English Turkish military
ARAÇLARA KARŞI ENGEL:
ANTIWITHDRAWAL DEVICE : English Turkish military
SÖKÜLMEYE KARŞI HASSAS TAPA TUZAK DÜZENİ:Bombalarda kullanılan, tapa ile birlikte imal edilmiş bir tuzak düzeni. Tapa sökülmeye teşebbüs edildiği taktirde, bu tertibat tapayı, dolayısıyla bombayı faaliyete geçirir. Bu düzen mevcutken tapayı, sökmek hariç, hor kullanma, çok defa zararsızdır. Ayrıca bakınız: antidisturbance fuze"
ANVIL : English Turkish military
ÖRS:Bir kapsül içinde bulunan sert madeni kısım. Ateşleme iğnesinin kapsül üzerine çarpmasıyla infilak maddesi, örs üzerinde sıkışıp ateş alır
APERIODIC : English Turkish military
DÜZENSİZ:
APERIODIC COMPASS : English Turkish military
DÜZENSİZ PUSULA; SALINIMSIZ PUSULA:Göstergesi, tek bir hareketle ve hiç titreşim yapmadan, göstereceği cihete yönelip duran pusula
APERTURE SIGHT : English Turkish military
DELİKLİ NİŞANGAH:Bir mercek vasıtasıyla değil de, bir delik veya gedikten bakmak suretiyle nişan almayı sağlayan nişangah. Bu gibi nişangahlarda; delik gez (peep sight) veya dairevi gez (ring sight) den nişan alınır. Ayrıca bak "sight"
APEX ANGLE : English Turkish military
GÖZETLEME AÇISI:Hedef-top hattı ile hedef-gözetleme yeri hattı arasında hedefte teşekkül eden açı
APHELION : English Turkish military
GÜNÖTE; EFEL:Güneş çevresindeki eliptik bir yörünge üzerinde güneşten en uzak nokta. (Yer yuvarlağının günötesi, güneşten ortalama
mildir)
APOGEE : English Turkish military
YÖRÜNGE TEPE NOKTASI:Bir füze uçuş yolu veya uydunun yörüngesinde, kontrol eden cisim veya cisimlerin çekim sahası merkezinden en uzakta bulundukları nokta
APOSTERIORI : English Turkish military
SONSAL:
APPARENT ALTITUDE : English Turkish military
BELLİ İRTİFA:Bak "rectified altitude"
APPARENT AZIMUTH : English Turkish military
ZAHİRİ İSTİKAMET AÇISI:Yeri sesle tespit edilmiş bir hava hedefinin istikamet açısı
APPARENT ELEVATION : English Turkish military
ZAHİRİ YÜKSEKLİK AÇISI:Yeri sesle tespit edilmiş bir hava hedefinin yüksekliğine tekabül eden açı
APPARENT HORIZON : English Turkish military
GÖRÜNEN UFUK:Kara veya deniz ile gökyüzünün birleştiği hat
APPARENT POSITION : English Turkish military
ZAHİRİ MEVKİ:Bir tayyarenin sesinden tahmin edilen mevkii. Zahiri mevki; sesin herhangi bir anda dinleyicinin kulağına gelmek üzere harekete geçtiği noktadır, ve tayyarenin hakiki mevkiinden bir hayli geridedir. Bu hal, sesin başlangıç noktasından kulağa gelinceye kadar geçen zamanda, tayyarenin ilerlemiş olmasından meydana gelir
APPARENT PRECESSION : English Turkish military
GÖRÜNEN SAPMA:Herhangi bir uygulanan kuvvet nedeniyle değil de, yeryüzünün dönme etkisine bağlı olarak gyro ekseninin yeryüzüne göre olan görünen sapması
APPARENT SPEED : English Turkish military
ZAHİRİ HIZ:Bir hedefin, görüş eksenine dikey olan zahiri hareket hattı üzerinde göründüğü andaki hızı
APPARENT SUN : English Turkish military
ZAHİRİ GÜNEŞ:Gözetleyici veya gözlemci tarafından görünen güneş. Buna "true sun" da denir
APPARENT WANDER : English Turkish military
GÖRÜNEN SAPMA:Bakınız: "apparent precession"
APPEAL : English Turkish military
MÜRACAAT ETMEK; BAŞVURMAK:
APPENDIX : English Turkish military
LAHİKA:
Bir ana dökümana yapılan yardımcı ek. Ana döküman için esas, fakat metne dahil edilemeyecek kadar yüklü veya miktarca çok olan ayrıntı genellikle lahikalar halinde toplanır.
MEME: Bir balonun alt tarafındaki hava veya gaz hücresine doğrudan doğruya bağlanmış olan kısa boru. Bu borudan, balonu şişirmek veya içindeki gazı boşaltmak için. faydalanılır
APPLICABLE MATERIAL ASSETS : English Turkish military
UYGUN MALZEME MEVCUTLARI:Sorumlu askeri sınıf tarafından tanımlanan şekildeki askeri ve diğer özellikleri karşılayan, özel bir askeri gereksinimi yerine getirmek üzeredoğru koşul ve mevkide bulunan, toplam kabul edilebilir malzeme mevcutlarının belirli bir kısmıdır
APPLICANT- (REGULAR ARMY) : English Turkish military
ADAY (MUVAZZAF ORDU):Orduda hizmet için ilk defa veya yeniden gönüllü olarak müracaatta bulunan bir şahıs
APPLICATION : English Turkish military
UYGULAMA:Bir bilgisayarın uygulandığı sistem veya sorun. Kelime; çok defa hesapla ilgili konuda bir uygulamayı kasteder ki, bu taktirde aritmetik hesaplar birinci derecede rol oynar; ya da bilgi işlemi ile ilgilidir, burada da, bilgi işlem çalışmaları ön plandadır
APPLICATION OF FIRE : English Turkish military
ATEŞİN HEDEFE OTURTULMASI:Silah ateşinin arzu edilen hedef veya bölge üzerine oturtulması
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani