Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HYDROGRAPHIC DATUM : English Turkish military

HİDROGRAFİK BAŞLANGIÇ:İskandil ve derinlik eğrileri ile kıyıda ve açıkta arazi şekillerinin yükseklikleri için müracaat sathı

HYDROGRAPHIC MAP : English Turkish military

HİDROGRAFİK HARİTA:Bak. "hydrographic chart"

HYDROGRAPHIC MARKINGS : English Turkish military

HİDROGRAFİK İŞARETLER:Hidrografik maksatlarla ve kanalların istiabını belirtmek için kullanılan işaretler. Kayaları, sığ yerleri ve su altında kalan engelleri göstermek üzere kullanılan işaretler gibi

HYDROGRAPHIC RECONNAISSANCE : English Turkish military

HİDROGRAFİK KEŞİF:Derinlikleri, kıyı dip meyillerini ve tabanın şeklini tespit etmek, mercan adaları ile kayalıkları, sığ yerleri ve suni engellerin yerini bulmak üzere bir su bölgesinin keşfi

HYDROGRAPHIC SECTION (BEACH PARTY) : English Turkish military

HİDROGRAFİ KISMI (KIYI PARTİSİ):Görevleri kıyıyı hasara uğratmış botlardan temizlemek, hidrografik keşif yapmak, denizaltı engellerinin kaldırılmasına yardım etmek, teskereci olarak çalışmak ve bot mürettebatını değiştirmek olan bir kıyı posta kısmı

HYDROGRAPHY : English Turkish military

HİDROGRAFİ:Seyrüsefer amaçlı kullanılan deniz, göl, nehir, okyanus ve bunların birleştiği kıyı sahalarının ölçülmesi, tanımlanması veya fiziksel özellikleriyle ilgilenen bilim dalı

HYDROPHONE : English Turkish military

HİDROFON:Suların naklettiği sesleri dinlemeye mahsus alet. Bu aletten denizaltıların yerini bulmak için faydalanılır

HYDROPNEUMATIC : English Turkish military

SIVILI VE HAVALI:Bir sıvı veya gazla ilgili ya da bunlar vasıtasıyla işleyen. Bu terim; genellikle, enerji ve itme kuvvetinin değişik şekilde massedilmesini sağlayan toplardaki bazı geri tepme ve dengeleme düzeni (equilibrator) ile ilgili olarak kullanılır. Bak. "recoil cylinder"

HYDROSPHERE : English Turkish military

HİDROSFER (HV.):Arz yüzeyinin üçte ikisini kaplayan ve okyanusları, denizleri ve gölleri meydana getiren, nispeten sığ su tabakası

HYDROSPRING : English Turkish military

SIVILI VE YAYLI:Bir sıvı veya yayla ilgili ya da bunlar vasıtasıyla işleyen. Bu terim, genellikle, enerji veya itme kuvvetinin değişik şekilde massedilmesini sağlayan toplardaki bazı geri tepme ve dengeleme düzeni (equilibrator) ile ilgili olarak kullanılır. Bak. "recoil cylinder"

HYDROSTATIC EFFECT : English Turkish military

HİDROSTATİK ETKİ (HV.):Normal şartlar altında bir su sütununun ivme sırasında arz yüzeyi veya bir çekim alanı üzerinde meydana getirdiği basınç

HYDROSTATIC FUSE : English Turkish military

HİDROSTATİK TAPA:Önceden tespit edilmiş bir derinlikte sualtı infilakı meydana getirmek üzere su bombalarında kullanılan tapa

HYDYNE : English Turkish military

HİDİN (HV.):Ağırlık itibariyle %60 simetrik olmayan dimetil hidrazin ile %40 dietiltriyamin karışımından ibaret sıvı roket yakıtı

HYGROMETER : English Turkish military

HİGROMETRE:Havadaki rutubet miktarını ölçmeye mahsus alet

HYGROSCOPIC : English Turkish military

HİGROSKOPİK:Suyu, özellikle, havanın rutubetini emmeye ve alıkoymaya istidatlı olan. Örneğin, gliserin higroskopik bir maddedir

HYPER VELOCITY : English Turkish military

ÜSTÜN İLK HIZ:Bir top mermisinin saniyede
500 fit veya daha fazla olan ilk hızı. Bak. "high velocity"

HYPERBOLIC NAVIGATION SYSTEM : English Turkish military

HİPERBOLİK SEYİR SİSTEMİ:Bir seyir sistemi olup, uygun bir alıcı ile teçhiz edilmiş bir uçağın mevkiinin, 2 veya daha fazla birbirini kesen hiperbolik mevki hatları ile tespit edilmesine imkan verir. Bu sistem gerek faz tespitli dalga göndermelerinden, gerekse zaman farkı ölçüsünden yararlanır. Bak. "decca; loran"

HYPERFOCAL DISTANCE : English Turkish military

ODAK ÖTESİ UZUNLUĞU:Mercek sonsuza ayarlandığı zaman mercek ile odaktaki en yakın cisim arasında bulunan uzaklık, "exagerated stereo" da denir

HYPERGOLIC FUEL : English Turkish military

HİPERGOLİK YAKIT:Anilin hitrik asit'le tutuşması gibi yakıcı bir madde ile derhal ateş alan bir yakıt. Bu yakıt, bazı füze sistemlerinde tahrik maddesi olarak kullanılır

HYPERSONIC : English Turkish military

HİPERSONİK:Ses hızının beş katına eşit veya daha fazla hızla veya hızlarla ilgili. Bak. "speed of sound"

HYPERSTEREOSCOPY : English Turkish military

HİPERSTEREOSKOPİ:Kabartma etkisinin oldukça mübalağlı şekil gösterdiği stereoskopik görüş. Buna kamera tabanının uzatılması sebep olur. "Exaggerated stereo" da denir

HYPOACOUSTIC ZONE : English Turkish military

HİPOAKUSTİK BÖLGE (HV.):Üst atmosferde; seyrekleşmiş hava molekülleri arasındaki mesafenin, sesin dalga uzunluğuna aşağı yukarı eşit olduğu ve sesi, daha aşağı seviyelere nazaran, daha az volumde naklettiği,
100 mil arasındaki saha. Bu bölgenin daha üstünde ses dalgaları yayılamaz

HYPOTHESIS : English Turkish military

VARSAYIM:

HYPOXIA : English Turkish military

HİPOKSİYA (HV.):Kanda veya vücudun diğer hücrelerinde oksijen yetersizliği veya (tansiyon olarak ifade edilen) kısmi basınç. Hücreler; ciğerlere alınan havada oksijen tansiyonunun azlığı (hypoxic hypoxia), kanın oksijen basıncı kapasitesindeki noksanlık (hypemic hypoxia), kan dolaşımında azalma (stagnant hypoxia) veya vücut dokularının kandaki oksijenden faydalanamamaları (histotoxis hypoxia) gibi sebeplerden, bir dereceye kadar oksijen noksanlığından müteessir olurlar

HYPSOGRAPHIC MAP : English Turkish military

EĞRİLİ HARİTA, MÜNHANİLİ HARİTA:Yükseklikleri deniz seviyesi esasına göre gösterilmek suretiyle yapılan topografya haritası. Buna, yanlış olarak, (hypsometric map) denir