English
DISMOUNTED : English Turkish military
YAYA:Bindiği veya binmekte olduğu bir vasıtadan inerek yaya kalan kimse
DISMOUNTED DEFILADE : English Turkish military
YAYA SÜTRESİ:Vasıtadan inmiş bir insanı düşman gözünden gizlemeye yeterli sütre
DISOBEDIENCE : English Turkish military
İTAATSİZLİK:Verilen emirlere itaat etmeme, askeri kanunlara uygun hareket etmeme hali. Bak. "insubordination" ve "obedience"
DISPATCH : English Turkish military
GÖNDERİLEN YAZI:Gönderilen emir, haber, rapor vesaire
DISPATCH ROUTE : English Turkish military
KONTROLLÜ YOL:Gerek kullanma önceliğinin, gerek trafiğin, zaman ve mesafe bakımından, düzenli hareketinin tam bir kontrola tabi tutulduğu karayolu. Kontrollu bir yoldaki faaliyet demir yolundakine benzer
DISPATCHER : English Turkish military
ARAÇ KAYIT VE SEVK MEMURU:Karayollarında, ulaştırma vasıtalarının hareketini düzenleyen ve idare eden memur
DISPENSARY : English Turkish military
DİSPANSER:Esas itibariyle hastane tedavisine ihtiyaç göstermeyen hastalara, ayakta tedavi hizmeti sağlamak maksadıyla, bu maksada uygun personel ve malzeme ile donatılmış bir tıbbi tedavi tesisi. Bir dispanseri aynı zamanda, hizmetinde bulunduğu personelin beden muayenesi, aşılarının yapılması, idari hizmet temini vesaire gibi, esas itibarıyla askeri bir görevin desteklenmesi için zaruri, koruyucu tıbbi ve sıhhi tedbirler nevinden, sağlıkları ile ilgili, tedavi, dışı bazı faaliyetlerde de bulunur. Dispanserin kendisine verilen görevi yerine getirebilmesi için, gerekli destek servisleri ile teçhiz edilmesi gerekir. Dispanserde; bir hastaneye nakillerini bekleyen hastaların müşahede altında tutulmaları ve ayakta tedavi ile bakımlarına imkan olmayan fakat hastane tedavisine de ihtiyaç göstermeyen hastaların bakımı için bir miktar (normal olarak 25 den az) yatak bulundurulabilir. Tahmini hastalık süreleri 72 saatin üstünde olan hastalar, bir hastaneye nakilleri için gerekli süreden daha uzun zaman dispanserde yatak işgal edemezler
DISPENSER : English Turkish military
TEVZİ EDEN, DAĞITICI:Hava silahlarında, tali cephaneyi boşaltmak ve taşımak için kullanılan bir araç veya muhafaza
DISPERSAL : English Turkish military
DAĞILMA:Beka imkan ve kabiliyetini arttırmak amacı ile kuvvetlerin yeniden konumlandırılması. Bak. "dispersion"
DISPERSAL AIRFIELD : English Turkish military
DAĞILMA HAVAALANI:Askeri hava araçlarının ya geçici görev ya da konuş değişikliği esasına göre, H-saatinden önce intikal edip, harekata katılabilecekleri, askeri veya sivil bir havaalanı. Bak. "airfield"
DISPERSAL AREA : English Turkish military
DAĞILMA SAHASI:Hava taarruzlarından ve topçu ateşi yoğunluğundan korunmak üzere, kıta ve malzemenin geniş şekilde yayıldığı saha
DISPERSAL BAYS : English Turkish military
UÇAK RÖFÜJLERİ:Münferit uçakların park etmeleri, ikmal maddeleri ve teçhizatın dağınık halde bulundurulmaları için faydalanılan, toprak setlerle muhafaza edilmiş açıklık veya sahalar
DISPERSAL, AIRCRAFT RECOVERY AND RECONSTRUCTION : English Turkish military
DAĞILMA, UÇAK KURTARMA VE YENİDEN TEŞKİLATLANMA (HV.):Halen Hava Kuvvetleri-ihtiyatı kurtarma grup ve filolarına verilmiş üç görev sahası. (Evvelce buna "Air Reserve Recovery Program" denirdi. )
DISPERSED AIRDROME : English Turkish military
DAĞINIK TESİSLİ HAVA MEYDANI:Bakım ve onarım tesisleri, uçakların inip kalkacakları, yerin mümkün olduğunca uzağına serpiştirilmiş hava meydanı
DISPERSED FORMATION : English Turkish military
DAĞINIK ŞEKİL, DAĞINIK NİZAM (DZ.):Birliklerin, düşman ateş tesirini azaltmak üzere aldıkları şekil. Bu terim; birliklerin muharebe maksadıyla yayılmasında kullanılan "extended formation" dağınık düzen terimi ile karıştırılmamalıdır
DISPERSED MOVEMENT PATTERN : English Turkish military
DAĞINIK İNTİKAL ŞEKLİ:Çıkarma araçlarının derinliğine ve genişliğine daha fazla yayılmalarını sağlayan, gemiden kıyıya intikal şekli. Bu şekil nükleer silah faktörü tehdit oluşturduğu zaman kullanılır
DISPERSED NUCLEAR WEAPONS : English Turkish military
DAĞITILMIŞ NÜKLEER SİLAHLAR:Bu terim, silahların, Nükleer Enerji Komisyonu ile Milli Savunma Bakanlığı arasında devri ile ilgili olarak kullanıldığı zaman, Milli Savunma Bakanlığına devredilip bu, bakanlık nezaretine intikal etmiş silahları ifade eder
DISPERSED STORAGE AREA : English Turkish military
DAĞINIK DEPOLAMA SAHASI:Bir deponun; ana tesisinden, coğrafi bakımdan uzak; fakat başka bir tesise hesap vermek durumunda olmayan kısmi ve tali tesisi
DISPERSION : English Turkish military
DAĞILMA:Uçaksavar topçusunda atımların orta vuruş noktası etrafında genişliğine ve derinliğine serpilmesi. Hava savunma ateş yoğunluğu tahlil usulü (flak analysis) 'ndeki kullanılışı ile terim, bütün sebeplerden ileri gelen dağılmayı içine alır ve orta vuruş noktasının hedef olduğu kabul edilir
DISPERSION ERROR : English Turkish military
DAĞILMA HATASI:Bir merminin vuruş veya paralanma noktasından orta vuruş noktasına veya orta paralanma noktasına kadar olan mesafesi
DISPERSION LADDER : English Turkish military
DAĞILMA ÇİZELGESİ:Aynı ateş esasları ile yapılan atışların muhtemel dağılışlarını gösteren çizelge. Bu çizelge, 8 kısımdan ibaret bir diyagram olup her kısmın içine düşmesi muhtemel mermi sayısı yüzde oranı ile gösterilir. Bak. "dispersion"
DISPERSION PATTERN : English Turkish military
DAĞILMA ŞEKLİ:Bir silahtan veya bir grup silahtan, hemen hemen aynı şartlar altında atılan bir seri mermi paralanma veya vuruş noktalarının, orta vuruş noktası denilen bir nokta etrafında serpilmiş olarak dağılması
DISPERSION POINT : English Turkish military
DAĞILMA NOKTASI:Bir kolun gelip dağıldığı ve elemanlarının gidecekleri bölge veya sahalara gönderildikleri yer. Bir kolun, oto bindirme, indirme veya yükleme, boşaltma için dağılmış olduğu saha. Buna; önceleri, "regulating point" denirdi
DISPERSION RECTANGLE : English Turkish military
DAĞILMA DİKDÖRTGENİ:Aynı atış esasları ile birbiri arkasına yapılan atımların muhtemel dağılışını gösteren çizelge. Dağılma dikdörtgeni, 64 bölümden ibaret bir diyagramdır ve her bölümde, bu bölüme düşmesi muhtemel atım yüzdesi gösterilmiştir. Bak. "dispersion ladder"
DISPERSION ZONE : English Turkish military
DAĞILMA BÖLGESİ:Aynı nişangah ile yapılan atışlarda, mermilerin dağıldığı bölge
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani