Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EASTING : English Turkish military

SAĞA DEĞER:Harita üzerinde grid değerinin doğuya doğru, yani soldan sağa okunması

EBULLISM : English Turkish military

KAYNAMA:Biyolojik sıvılarda, atmosfer basıncı düşüşünün sebep olduğu su buharı kabarcıkları ve kaynama tesiri yüzünden kabarcık teşekkülü

ECCENTRIC : English Turkish military

DIŞ MERKEZLİ (HV.):Bir yörüngede, bir elips meydana getirecek şekilde bir daire merkezinden sapan, saptırılan

ECHELON : English Turkish military

KADEME:
Bir karargahın tali kısımları; örneğin ileri kademe "forward echelon", geri kademe "rear echelon" gibi.
Ayrı komuta seviyeleri. Örneğin; bir alaya nazaran tümen üst, tabur alt kademedir.
Derinliğine bir emir ve komuta sisteminin; taarruz kademesi, destek kademesi, ihtiyat kademesi gibi, belli başlı bir muharebe vaziyeti verilmiş bir parçası.
Tali kısımların birbirinin gerisinde, yana doğru, aynı yönde, eşit aralıklarla uzanması

ECHELON FORMATION : English Turkish military

KADEMELİ DÜZEN:Bak. "echelon"

ECHELON MAINTENANCE : English Turkish military

KADEME BAKIMI:Malzeme ve teçhizatın bakım ve onarımı ile ilgili sistem. Bu sistemde, çeşitli teşkillerdeki personel, aletler, ikmal maddelerinin mevcudiyeti ve zaman kavramı dikkate alınarak, işler, 1 nci; 5 nci kademeler arasında bölüştürülmüştür. Bu kademeler için bak. "first echelon maintenance", "second echelon maintenance", "third echelon maintenance", "fourth echelon maintenance", "fifth echelon maintenance"

ECHELON OF ATTACK : English Turkish military

TAARRUZ KADEMESİ:Bir taarruzun dalgalarından biri; taarruz eden birliğin kısımlarından biri. Buna "attack echelon" da denir

ECHELONED DISPLACEMENT : English Turkish military

KADEMELİ MEVZİ DEĞİŞTİRME:Bir birliğin, esas görevine ara vermeden, bir mevziden diğerine intikali. Normal olarak, birlik, (esas ve ileri kademe halinde) iki çalışma grubuna ayrılır ve esas kademe bulunduğu yerde çalışmaya devam ederken, ileri kademe yeni bir mevzie geçer; bu kademe burada çalışır duruma geldikten sonra, esas kademe kendisine katılır

ECHELONMENT : English Turkish military

KADEMELENME:Personel ve malzemenin, hücum veya muharebe takviye, geri unsurlar veya gruplar halinde tertibi

ECHELONMENT OF SUPPLIES : English Turkish military

İKMAL MADDELERİNİN KADEMELENMESİ:İkmal maddelerinin kıtalara dağıtımında aksaklığa meydan vermemek için, stokların; en büyüğü muharebe meydanının gerisine ve diğerleri de cepheye doğru azalan miktarlarla kademelenmek ve en küçüğü cepheye en yakın olmak üzere, kademeli şekilde depolanmaları

ECHELONS OF MAINTENANCE : English Turkish military

BAKIM KADEMELERİ:Bak. "maintenance categories"

ECHO : English Turkish military

EKO:Gönderilen bir palsın, taranılan sahadaki cisimlere çarparak geri dönmesi ile oluşan ve radar cihazları üzerinde görülen işaret. Bak. "blip" ve "pip"

ECLIPTIC : English Turkish military

EKLİPTİK DÜZENİ (HV.):Güneş çevresindeki arz yörüngesi düzlemi. Diğer gezegenler arası yörüngelerde bir referans olarak kullanılır

ECONOMIC ACTION : English Turkish military

EKONOMİK FAALİYET:Bir düşman kuvvetinin harp gücünü yıpratmak veya dost bir kuvvete ekonomik istikrar sağlamak gibi, başka bir devletin politikasını ve faaliyetlerini etkileme maksadı güden ekonomik tedbirlerin planlı şekilde uygulanması

ECONOMIC INTELLIGENCE : English Turkish military

EKONOMİK İSTİHBARAT:Milletlerin tabii kaynaklarıyla insan gücü kaynakları, endüstriyel imkanlarının derecesi ve bunlardan faydalanma şekilleri ile meşgul olan stratejik istihbarat kolu

ECONOMIC MOBILIZATION : English Turkish military

EKONOMİK SEFERBERLİK:Milli ekonominin kuruluş ve işleyişinde; kaynakların, milli açıdan önem taşıyan olağanüstü bir durumda, en verimli şekilde, kullanılmasını sağlayacak gerekli değişiklikleri hazırlama ve uygulama işlemi

ECONOMIC ORDER QUANTITY : English Turkish military

EKONOMİK SİPARİŞ MİKTARI:Belirli miktar envanteri sipariş etmek ve elde tutmak için gereken en düşük toplam değişken masrafları saptamak için, matematiksel bir metotla bulunan miktar

ECONOMIC POTENTIAL : English Turkish military

EKONOMİK GÜÇ, EKONOMİK POTANSİYEL:Bir milletin malzeme, istihsal ve hizmet sağlamadaki toplam gücü veya kapasitesi

ECONOMIC POTENTIAL FOR WAR : English Turkish military

EKONOMİK HARP POTANSİYELİ:Bir milletin toplam ekonomik imkan ve kabiliyetlerinden, harp amacıyla kullanılabilecek kısmı

ECONOMIC RETENTION STOCK : English Turkish military

EKONOMİK MAKSATLA ALIKONMUŞ STOK:Uzun vadeli ikmal durumundaki bir madde miktarından, ilerdeki bir barış devresi dağıtım veya tüketim için, tedarik yolu ile yapılacak bütünlemeden daha ekonomik olacağı düşüncesiyle, alıkonması kararlaştırılmış kısım. Ancak; ekonomik maksatla alıkonmuş stok mahiyetindeki bir maddeden herhangi bir kısım, muhtemel durum ihtiyacı stok "contingency retention stock" olarak alıkonmaz. Bak. "reserve supplies"

ECONOMIC WARFARE : English Turkish military

EKONOMİK HARP:Ulusal amaçlara erişmek için, ekonomik araçların caydırıcı şekilde kullanılması

ECONOMY FORCE : English Turkish military

ASGARİ EMNİYET KUVVETİ:Bir kuvvetin büyük kısmını kati netice yerinde yoğunlaştırabilmek için, cephenin diğer kısımlarını tutmak üzere görevlendirilen askeri kuvvet

ECONOMY OF FORCE : English Turkish military

KUVVET TASARRUFU, İHTİYAT:Zayıf ve az önemdeki hedeflere karşı asgari miktarda kıta ve malzeme kullanarak, esas kuvvetin, daha büyük harekat için elde bulundurulmasını hedef tutan temel harp prensibi

ECOSPHERE : English Turkish military

EKOSFER (HV.):Güneşin; gök küresi üzerinde, bir yıl içinde seyrettiği zahiri yolu gösterir büyük daire. (Ekliptik düzlem; arz kitlesi merkezi ve ayın, güneş etrafında, üzerinde döndükleri düzlemdir. Bu düzlem, ekvator düzlemine nazaran ortalama 23 derece 27' eğiktir. )

EDIT : English Turkish military

METNİ GÖZDEN GEÇİRMEK:Kriptografide; metni, müteakip safha için hazırlamak, tashih etmek