Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FLIGHT TEST : English Turkish military

UÇUŞ DENEYİ, UÇUŞ KONTROLU, TECRÜBESİ:Bir uçak, roket, füze veya diğer aracın fiili uçuşlar veya fırlatılmak suretiyle yapılan deneyi. Uçuş kontrolları (deneyleri), belirli deney maksatlarını temin ve çalıştırma bilgileri elde etmek üzere planlanır

FLIGHT TEST VEHICLE : English Turkish military

UÇUŞ DENEY ARACI (HV.):Ya bizzat kendi imkan ve kabiliyetinin tespiti veya uçuş deneyine ihtiyaç gösteren teçhizatın taşınması için uçuş deneyleri yapmaya mahsus bir deney aracı

FLIGHT VISIBILITY : English Turkish military

UÇUŞ GÖRÜŞ MESAFESİ:Uçuş halindeki bir uçağın pilot kabininden bariz ışıklı olmayan cisimlerin gündüz tanımlanabildiği ve bariz ışıklı cisimlerin geceleyin tanımlanabildiği vasati ufki mesafe

FLIGHTBORNE : English Turkish military

UÇUŞ, UÇUŞTA, UÇUŞ HALİNDE (HV.):Bir uçak, füze veya uzay aracı, aerodinamik veya statik kuvvetlerle bir jet akıntısına karşı reaksiyonla veya hızla hava-uzay sahada kalan saha

FLIGHTWORTHY : English Turkish military

UÇUŞA ELVERİŞLİ (HV.):Bir uçak, füze veya uzay aracı, uçuş basınç ve zorlamalarını karşılamaya ve bunlara tahammüle her bakımdan hazır ve kusursuz durumda ise uçuşa elverişlidir

FLOAT : English Turkish military

BOT, ŞAMANDIRA:Bir deniz uçağının denize indiği zaman batmaması için daimi olarak uçak üzerinde bulunan bot veya şamandıra. Buna bazen "pontoon" denir

FLOAT SADDLE : English Turkish military

SAL SEMERİ:Pnömatik köprülerin yapılışında trafik ağırlığını ve köprünün ölü ağırlığını pnömatik sallara intikal ettirmek için kullanılan direk ve levhalar

FLOATATION : English Turkish military

YUMUŞAK ARAZİDEN GEÇİŞ KABİLİYETİ:Bir aracın çamur, kum veya çamur gibi, yumuşak elverişsiz araziden geçme kabiliyeti

FLOATATION GEAR : English Turkish military

YÜZDÜRÜCÜ TERTİBAT:Bir kara uçağına bağlanan ve üzerine indiği zaman, uçağın yüzmesini sağlayan, gazla şişirilebilir tertibat

FLOATING : English Turkish military

YÜZÜCÜ:Tekne, tombaz vesaire gibi batmaz vasıtalar yardımı ile su üstünde duran veya yüzen cisim

FLOATING BASE-SUPPORT : English Turkish military

YÜZER ÜS DESTEĞİ:Gemilerden harekat yapan kuvvetler için liman veya demirledikleri yerlerden yapılan ikmal, tamir, bakım ve diğer hizmetler gibi bir çeşit lojistik destek

FLOATING BRIDGE : English Turkish military

TOMBAZ KÖPRÜ, YÜZER AYAKLI KÖPRÜ:Tombazlardan veya mahallinden tedarik edilen kayık, bidon vesarire gibi, yüzücü malzemeden yapılan geçici köprü. İki türlü askeri köprü vardır; yüzücü ayaklı köprü ve sabit ayaklı köprü "fixed bridge"

FLOATING DOT : English Turkish military

GEZER NOKTA:Bak. "floating mark"

FLOATING EQUIPMENT : English Turkish military

ORDU DENİZ VASITALARI:Boyu ne olursa olsun, Ordu'nun malı olan ve ordu tarafından kiralanan, uskurlu ve uskursuz gemiler ile gemi sınıfına girmeyen ve su üstünde kullanılan diğer her çeşit malzeme

FLOATING LINES : English Turkish military

GEZER ÇİZGİLER:Bir stereo çiftinin her baskısı üzerinde aynı teferruattaki iki noktayı birleştiren ve bu noktaların birbirlerini görüp görmediklerini belirlemeye yarayan hatlar. Bu hatlar, ya doğrudan doğruya baskıların üzerine çizilir, veya çizgi, şeffaf malzemeden şerit vasıtasıyla, iki nokta üzerine getirilir

FLOATING MARK OR DOT : English Turkish military

GEZER İŞARET VEYA NOKTA:Bir fotoğraf çiftinin stereoskopik kaynaşmasıyla oluşan üç boyutlu bir sahada yer işgal ediyormuş gibi görünen ve stereoskopik modelin incelenmesi ve ölçülmesinde bir müracaat noktası olarak kullanılan bir işaret

FLOATING MINE : English Turkish military

YÜZER MAYIN:Deniz mayın harbinde yüzeyden görülebilen bir mayın. Ayrıca bak. "drifting mine", "free mine", "watching mine", "mine"

FLOATING RESERVE : English Turkish military

AMFİBİ İHTİYAT KITALARI:Amfibi harekatta ihtiyaç görüldüğü müddetçe gemide tutulan ihtiyat kuvvetler

FLOATING SMOKE POT : English Turkish military

YÜZÜCÜ SİS KUTUSU:Ateşlendiği zaman yoğun bir duman hasıl eden ve geçici bir perde meydana getirmek üzere suyun üstünde yüzen harp malzemesi. Ayrıca bakınız: "smoke pot"

FLOATING TARGET : English Turkish military

YÜZER HEDEF:Su üstünde durabilen hedef. Ayrıca bakınız: "fixed target"

FLOODER : English Turkish military

SUYA BATIRICI:Bir deniz mayın harbinde mayın zarfına bağlanmış olan ve belirlenen zamandan sonra mayın zarfını yüzdürüp onun dibe batmasına neden olan araç

FLOOR LOAD RATING : English Turkish military

DÖŞEME MUKAVEMETİ:Bir döşemenin emniyetle taşıyabileceği ikmal maddesi ağırlığı. Bu ağırlık döşemenin satıh ölçüsüne göre, her fit kareye düşen libre ile ifade edilir

FLOTILLA : English Turkish military

FLOTİLLA:2 veya daha çok destroyer veya daha küçük çapta filodan oluşan idari veya taktik bir teşkilat. Bu teşkilat bazı ilave gemilerle sancak gemisi veya ikmal gemisi olarak görevlendirilebilir

FLOURISH : English Turkish military

İHTİRAM BORUSU:Borazanlar tarafından çalınan kısa bir selam borusu

FLOW : English Turkish military

AKIŞ:Elektronların bir iletkenden veya elektrotlar arasındaki boşluktan geçişi