Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OCCUPIED NET STORAGE SPACE : English Turkish military

MALZEME KONMUŞ DEPOLAMA SAHASI:Fiilen malzeme tarafından işgal edilmiş döşeme ile bütün raf sahası

OCCUPIED SPACE : English Turkish military

MALZEME KONMUŞ DEPOLAMA SAHASI:Bak. "occupied net storage space"

OCCUPIED TERRITORY : English Turkish military

İŞGAL EDİLMİŞ TOPRAKLAR:Taraflardan birinin silahlı kuvvetlerinin yetkisi ve etkili kontrolü altına girmiş ülke. Bu terim; bölge sivil makamları ile açık veya zımni olarak varılmış barış şartları, antlaşma veya diğer antlaşma hükümleri altında idare edilen topraklar için kullanılmaz. Ayrıca bakınız: "civil affairs agreement", "army of occupation", "military occupation"

OCCUR : English Turkish military

VUKU BULMAK, ZUHUR ETMEK:

OCEAN CLEARANCE : English Turkish military

OKYANUSA AÇILMA İZNİ:Ticari gemilerin deniz kontrolü olmaksızın planlanan rotalarından çıkıp, deniz nakliye prensiplerini yerine getirmek üzere açık denize açılması. Ayrıca bakınız: "shipping movement policy", "turn aside"

OCEAN CONVOY : English Turkish military

OKYANUS KONVOYU, AÇIK DENİZ KONVOYU:Genellikle kıta sahanlığı dışında seyreden konvoy. Ayrıca bakınız: "convoy"

OCEAN GOING VESSEL : English Turkish military

AÇIK DENİZ GEMİSİ:Okyanuslarda ve açık denizlerde sefer yapabilecek büyüklükteki gemi

OCEAN MANIFEST : English Turkish military

YÜK BİLDİRİMİ:Herhangi bir gemiye yüklenmiş tüm yükü ve bu yükü kolaylıkla tanıtacak tüm ilgili bilgileri ve yükün nereye ve nasıl yüklendiğini gösteren ayrıntılı bir liste

OCEAN STATION SHIP : English Turkish military

OKYANUS İSTASYON GEMİSİ:Araştırma ve kurtarma, meteoroloji ve seyrüsefer yardımı ve muhabere gibi konuları içine alan çeşitle hizmetler vermek üzere belirli bir bölgede faaliyette bulunmak üzere görevlendirilmiş gemi

OCEANOGRAPHY : English Turkish military

OŞİNOGRAFİ:Deniz biyolojisini, deniz suyunun kimyasal ve fiziksel özelliklerini kapsayan bilgileri bir araya getiren denizle ilgili çalışmalar

OCTANT : English Turkish military

OKTANT:Açı ölçmeye mahsus, özellikle uçaklarda kullanılan, bir tesviye ruhlusunu havi sekstanta benzer bir alet. Bu alet; güneş, ay veya diğer bir gezegenin ya da ufuk düzleminin üst tarafında bulunan herhangi bir yıldızın açısal yüksekliğini ölçer

OCTANT ALTITUDE : English Turkish military

OKTANT İRTİFAI:Bak. "sextant altitude"

OFF : English Turkish military

CARRIAGE FIRE CONTROL EQUIPMENT:AYRI TAŞINAN ATIŞ İDARE MALZEMESİ:Silahın ateşini idare etmek için lüzumlu olan ve ayrı taşınan komuta aleti, nişan dairesi ve gözetleme aletleri gibi atış idare malzemesi

OFF LIMITS : English Turkish military

YASAK BÖLGE:Genellikle, askeri sahaların dışında kalan ve resmi iş haricinde, askeri şahısların girmeleri yasak olan yer veya mevki. Bu bölge askeri inzibat muhafazasında olabilir. Buna "off limits area" da denir

OFF LIMITS AREA : English Turkish military

YASAK BÖLGE:Bakınız: "off limits"

OFF LINE OPERATION : English Turkish military

OFF LINE ŞİFRELEME; HAT DIŞI ŞİFRELEME:Şifreleyip gönderme veya şifre alıp açma işlemlerinin otomatik olarak ve birlikte yapılmaları yerine, iki ayrı hareket halinde yerine getirildikleri bir çalışma usulü. Ayrıca bakınız: "on line operation"

OFF-CARRIAGE FIRE CONTROL : English Turkish military

AYRI TAŞINAN MALZEME İLE ATIŞ İDARESİ:Doğrudan doğruya silaha monte edilmemiş olan bir nişan tertibatı vasıtasıyla bir hedefe atış yapılması

OFF-CARRIER POSITION : English Turkish military

SİLAH VE CEPHANE İNDİRME NOKTASI:Hafif havan ve makineli tüfek gibi silahlarla, bunlara ait mühimmat ve müteferrik kısımların nakil araçlarından indirilerek elde taşınmaya başlandığı nokta

OFF-LINE COMMUNICATION : English Turkish military

EMNİYETSİZ MUHABERE:

OFF-LINE EQUIPMENT : English Turkish military

OFF LINE TEÇHİZATI; AYRI İŞLEM TEÇHİZATI:Bir bilgisayarın merkezi işlem cihazıyla direkt teması bulunmayan çevresel teçhizat veya cihazlar. Bu terim (auxiliary equipment) ile eş anlamlıdır. Ayrıca bakınız: "on-line equipment"

OFF-THE JOB TRAINING : English Turkish military

İŞ DIŞI EĞİTİM:

OFFEND : English Turkish military

SUÇ İŞLEMEK, KABAHAT YAPMAK:Kanunlara ve konulmuş esaslara aykırı hareket etmek

OFFENSE : English Turkish military

SUÇ, KABAHAT:Kanunlara ve konulmuş esaslara aykırı olarak yapılan hareket

OFFENSIVE : English Turkish military

TAARRUZ:Taarruz etme; taarruza hazır olma

OFFENSIVE COUNTER AIR OPERATION : English Turkish military

TAARRUZİ KARŞI HAVA HAREKATI:Bir düşman hava gücünü mümkün olduğunca kaynağına yakın bir noktada imha etmek, durdurmak veya sınırlamak üzere girişilen bir harekat