English
SEMICONTROLLED MOSAIC : English Turkish military
YARI KONTROLLÜ MOZAİK:Ana yer şekillerinin coğrafik koordinatlarla uyuşması için düzeltilmiş veya düzeltilmemiş döşenmiş parçalardan oluşan mozaik
SEMIFINISHED HARDSTANDING : English Turkish military
YARI SERTLEŞTİRİLMİŞ BETON ZEMİN:Bak. "hardstand"
SEMIFIXED AMMUNITION : English Turkish military
YARI TERKİPLİ CEPHANE:Mermisi kovana daimi olarak tespit edilmemiş cephane
SEMIFIXED ROUND : English Turkish military
KOVANLI HARTUÇ, AYRI İMLA ATIM (DZ.):Atışta kovan ve mermisi silaha ayrı ayrı konan atım. Bak. "semifixed ammunition"
SEMILIVE SKID : English Turkish military
YARI HAREKETLİ ISGARA:Ön iki köşesinde sabit ayakları ve arka iki köşesinde tekerlekleri bulunan ısgara. Bak. "skid"
SEMIMOBILE : English Turkish military
YARI SEYYAR:Motorlu araçlarla kısmen teçhiz edilmiş, yarı seyyar birlik. Kadrosunda, bütün teşkilatını aynı zamanda nakletmeye yeter sayıda motorlu araç yoktur
SEMIMOBILE ARTILLERY : English Turkish military
YARI SEYYAR TOPÇU:Hareket kabiliyetli olmakla beraber, ateş mevziine sokulması için kısmen sökülmesi icap eden topçu silahları. Kundağın yere oturabilmesi için tekerlekler ve askı tertibatı sökülür
SEMIMOBILE EVACUATION HOSPITAL : English Turkish military
YARI SEYYAR TAHLİYE HASTANESİ:Muharebe sahasında vazife gören ve ilgili tümeni taktik durumun müsaadesi nispetinde, yakından destekleyen bir sağlık tesisi. Bu tesis, her türlü vakaları kabul eder ve bunları daha gerilere tahliye için hazırlar. Acil hallerde, hasta ve yaralıların kati tedavilerini de yapar
SEMIMOBILE UNIT : English Turkish military
YARI SEYYAR BİRLİK:Kuruluşundaki personel ve malzemeyi, bir noktadan başka bir noktaya bir defada nakletmeye yeterli aracı kadrosunda bulunmayan birlik
SEMIPERMANENT FIXED BRIDGE : English Turkish military
YARI DAİMİ SABİT KÖPRÜ:
SEMISATELLITE : English Turkish military
YARI UYDU:Kendisi bir yörüngeye oturamamakla beraber yörüngedeki bir cismin bazı şartlarına tabi olacak hıza ulaşmış bir füze, yörünge planörü veya diğer cisim
SEMISKILLED : English Turkish military
KALFA, DEPANÖR:Ehliyetli bir uzmanın yanında yardımcı olarak çalışarak çalışabilmesi için yeter derecede eğitim ve tecrübeye sahip olan; fakat, ehliyet isteyen bir işte murakabesi, çalışmaya yetecek eğitim ve tecrübeye sahip bulunmayan kimse
SEMISKILLED RATING : English Turkish military
KALFALIK DERECESİ, DEPANÖRLÜK DERECESİ:Maharet isteyen bir meslek veya sanatta, hayli eğitim ve tecrübe görmüş olan ve ehliyetli bir uzmanın yanında yardımcı olarak çalışmak için gerekli nitelikleri haiz bulunan, erat sınıfına mensup bir şahsa verilen derece
SEMITRAILER : English Turkish military
YARI RÖMORK:Özel tertibatı vasıtasıyla bir cer arasına bağlanan ve bu araç tarafından çekilen römork. Yarı römork cer aracından ayrıldığı zaman, ön kısmının zemin üstünde durabilmesi için, römorka katlanır tekerlek (retactable gear) takılır
SENDER'S COMPOSITION MESSAGE : English Turkish military
GÖNDERİLEN TARAFINDAN AĞIZDAN NOT ETTİRİLMİŞ MESAJ:Gönderen kimse tarafından ağızdan not ettirilen ve ev sahibi hükümetin haberleşme tesisleri aracılığıyla, deniz aşırı komutanlık bölgesinde bulunan askeri veya resmi bir şahsa, telsizle gönderilen veya bu şekilde böyle bir şahıstan alınan bir mesaj
SENDING STATE : English Turkish military
GÖNDEREN DEVLET:Milletlerarası bir anlaşmaya üye olan ve bu anlaşma uyarınca, kendi askeri personeline, anlaşma üyesi bir başka devletin arazisine girme ve burada kalma emri veren bir devlet
SENIOR : English Turkish military
KIDEMLİ ÜST:Hizmet süresi diğerlerinden fazla olan; sınıflandırmalarda esas olarak alınan tipe nazaran ileri derecede bulunan
SENIOR ARMY AVIATOR : English Turkish military
KIDEMLİ KARA ORDUSU HAVACISI:A. B. D. Kara Ordusu'na mensup bir şahsa, Kara Kuvvetleri Komutanı veya bunun yetkilendirdiği subaylar tarafından verilmiş bir havacılık sıfatı
SENIOR BALLOON PILOT : English Turkish military
BALON BAŞ PİLOTU:Bu dereceyi kazanmış şahıs
SENIOR MILITARY ATTACHE : English Turkish military
KIDEMLİ ASKERİ ATAŞE:Rütbece veya Milli Savunma Bakanlığı'nca tasrih edilmiş olması dolayısıyla, diğerlerine nazaran kıdemli durumda olan askeri ataşe
SENIOR OFFICER : English Turkish military
ÜSTSUBAY:Rütbece binbaşı (dahil) dan tuğgenerale (hariç) kadar subaylara verilen unvan. Bak. "company officer" ve "company grade"
SENIOR OFFICER PRESENT AFLOAT : English Turkish military
DENİZDE EN KIDEMLİ SUBAY:Yetkili makam tarafından belirtilmiş bir mevkide veya bölge dahilinde, denizde harekat halindeki kuvvetlerle birlikte bulunan ve bu kuvvetlere mensup bir birliğe komuta eden, faal görev durumunda ve denizde emir ve komuta kudretine sahip kıdemli güverte subayı. Belirtilen mevkide su üzerinde harekatta bulunan kuvvetlere mensup deniz birliklerini müştereken etkileyen konuların idaresinden sorumludur
SENIOR PILOT : English Turkish military
BAŞ PİLOT:Bir askeri uçağı idare etmeye ehliyetli ve ABD Hava Kuvvetlerine mensup bir kimseye verilen derece. Bu derece, mümtaz pilotluk (command pilot) derecesinden bir alt derecedir
SENIORITY : English Turkish military
KIDEM, KIDEMLİLİK:Nasip ve tayin tarihi; faal hizmet süresi vs. sebeplerle, bir askerin diğer bir askere nazaran askeri mertebe (rank) bakımından haiz bulunduğu üstünlük. İki kişi, aynı rütbeye aynı gün naspedilmiş bulunuyorlarsa, bu hak, bu hak fiili hizmet süresi daha uzun olana aittir
SENSE : English Turkish military
KIYMETLENDİRME, ATIM KIYMETLENDİRMESİ:Bak. "sensing"
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani