Multilingual Turkish Dictionary

English

English
SINGLE LINE REQUISITION : English Turkish military

TEK KALEM İSTEK, TEK KALEMLİ İSTEK BELGESİ:Bir ikmal maddesi kaleminden belirli bir miktar için doldurulmuş istek belgesi

SINGLE LOADER : English Turkish military

TEK ATEŞLİ SİLAH:Bak. "single shot weapon"

SINGLE MANAGER : English Turkish military

TEK YÖNETİCİ:Belirli bir emtia veya müşterek hizmet faaliyetleriyle ilgili olarak özel bir tek yöneticilik görevinin kurulması ve yürütülmesinden Milli Savunma Bakanınca sorumlu kılınmış, Silahlı Kuvvetlere mensup bir Kuvvet Komutanı

SINGLE PLACE AIRCRAFT : English Turkish military

TEK KİŞİLİK HAVA ARACI, TEK KİŞİLİK UÇAK:Tek bir pilotla idare edilen hava aracı veya uçak

SINGLE PLACE FIGHTER : English Turkish military

TEK KİŞİLİK AV UÇAĞI:Yalnız bir pilotla idare edilen ve başka mürettebatı bulunmayan av uçağı. Bak. "multiplace aircraft"

SINGLE SECTION CHARGE : English Turkish military

TEK KESELİ BARUT HAKKI:Terkipsiz (keseli) cephanede kullanılan ve bir tek barut kesesi içerisine konulmuş bulunan sevk barutu. Tek keseli barut hakkı, çok keseli barut hakkında olduğu gibi, mesafeyi uzatmak için, azaltılıp çoğaltılamaz. Bak. "multisection charge"

SINGLE SHOT : English Turkish military

TEK ATIM:Bir otomatik silahın, her atım için tetiği çekmek suretiyle, yarı otomatik olarak işletilmesi

SINGLE SHOT BOMBING : English Turkish military

TEK SALIŞ BOMBARDIMANI:Uçaktan bombaların teker teker salınması suretiyle yapılan bombalama. Bak. "bombing"

SINGLE SHOT KILL PROBABILITY : English Turkish military

TEK ATIMLA İMHA İHTİMALİ:

SINGLE SHOT PROBABILITY : English Turkish military

TEK ATIMDA VURUŞ İHTİMALİ, TEK ATIMDA İSABET İHTİMALİ:Bak. "single shot hit probability"

SINGLE SHOT WEAPON : English Turkish military

TEK ATEŞLİ SİLAH:Eski usul tüfeklerde olduğu gibi her atış için elle doldurulmaya ihtiyaç gösteren silah. Buna (single loader) da denir

SINGLE STATION METHOD : English Turkish military

TEK NOKTADAN KESTİRME USULÜ:Hedefe nazaran istikamet ve mesafe yalnız bir noktadan tayin edilmek suretiyle, bir hedefin yerini bulma usulü. Buna (single station system) da denir. Bak. "horizontal base line methnod" ve "target area base"

SINGLE STATION SPOTTING : English Turkish military

TEK NOKTADAN KESTİRME:Topçu ateşinin hedefe nazaran sapmalarını gözetlemelerin yalnız bir atım kestirme istasyonundan yapılması suretiyle, tayini usulü

SINGLE STATION SYSTEM : English Turkish military

TEK NOKTADAN KESTİRME SİSTEMİ:Bak. "single station method"

SINGLE TRANSPOSITION : English Turkish military

TEK YER DEĞİŞTİRME:Yalnız bir haber kalıplamak ve bir haberi kalıptan çıkarmak şeklinde yapılan yer değiştirme

SINGLE VENDOR INTEGRITY : English Turkish military

TEK SATICI SORUMLULUĞU:

SINGLE-APRON FENCE : English Turkish military

BİR TARAFLI DİKENLİ TEL:Yalnız düşman tarafında dikenli tel bulunan tel engeli. Bak. "double-apron fence"

SINGLE-BASE POWDER : English Turkish military

TEK BAZLI BARUT:Bak. "pyropowder"

SINKER : English Turkish military

BATIRICI:Bir deniz mayın harbinde mayın zarfının bağlandığı ağırlık. Batırıcı genelde demirleme teli ve dipte oturma mekanizması ile gemiler tarafından döşenilen mayınlarda oluşur, ayrıca fırlatma trolü olarak da hizmet verir

SITE : English Turkish military

YER, MAHAL, SAHA, ÜS, TESİS, MEVZİ BÖLGESİ:Bir şeyin yeri; bir silah mevziinin işgal ettiği saha

SITE ACTIVATION TASK FORCE COMMANDER : English Turkish military

MEVZİ BÖLGESİ GÖREV KUVVETİ KOMUTANI:Münferit kıtalararası balistik füze faaliyetlerinden ve tesislerin elverişli bir hareket durumuna getirilmesinden sorumlu şahıs

SITE DEFILADE : English Turkish military

SÜTRE MEVZİİ:Bak. "position defilade"

SITE SCALE : English Turkish military

TOPRAK AÇISI TERTİBATI:Topun tevcihinde; toprak açılarını sağlamaya mahsus alet

SITTING POSITION : English Turkish military

OTURARAK NİŞAN VAZİYETİ, OTURARAK ATIŞ VAZİYETİ:Bir tüfekle ateş ederken alınan ve atış talimnamelerinde açıklanan vaziyetlerden biri. Bak. "firing position"

SITUATION : English Turkish military

DURUM:Bir birlik veya komutanlığı belirli bir zamanda etkileyen bütün koşullar ve haller