Multilingual Turkish Dictionary

French

French
DÉLICIEUSEMENT : French Turkish

üyük zevkle

DÉLICIEUXUSE : French Turkish

nefis, çok tatlı, zevk dolu

DÉLICTUEUXUSE : French Turkish

suç sayılan, suç niteliğinde

DÉLIER : French Turkish

"çözmek; kurtarmak; suçunu bağışlamak"

DÉLIMITATION : French Turkish

[le] sınır koyma, sınırlama

DÉLIMITER : French Turkish

sınır koymak, sınırlamak

DÉLINQUANCE : French Turkish

[la] suçluluk

DÉLINQUANT : French Turkish

[le] suçlu

DÉLINQUENCE JUVÉNILE : French Turkish

çocuk suçluluğu

DÉLIQUESCENCE : French Turkish

"[la] nemlenme, sulanma; çürüme, bozulma; kokuşma"

DÉLIQUESCENT : French Turkish

"nemli, sulu; çürümüş, bozulmuş; yozlaşmış, kokuşmuş"

DÉLIRANT : French Turkish

"sayıklayan; sayıklatan, sayıklatıcı; saçmalayan; sarhoş edici, baş döndürücü, coşturucu, ölçüsüz"

DÉLIRE : French Turkish

"[le] sayıklama; coşkunluk, taşkınlık"

DÉLIRER : French Turkish

sayıklamak

DÉLIT : French Turkish

[le] suç, cürüm

DÉLIVRANCE : French Turkish

"[la] kurtarma, kurtuluş, kurtulma; verme, teslim; doğurma"

DÉLIVRER : French Turkish

"kurtarmak; vermek, teslim etmek; doğurtmak"

DÉLIÉ : French Turkish

"ince; bağlı olmayan, çözük; becerikli, usta "

DÉLOGER : French Turkish

"çıkmak, ayrılmak; yerinden etmek, kapı dışarı etmek "

DÉLOGER SANS TAMBOUR NI TROMPETTE : French Turkish

gizlice kaçmak

DÉLOYAL : French Turkish

"doğruluğa aykırı, kötü niyetli; vefasız; yolsuz"

DÉLOYAUTÉ : French Turkish

[la] yolsuzluk, dalaverecilik, kötü niyetlilik, yolsuzluk

DÉLUGE : French Turkish

"[le] tufan; büyük su taşkını; büyük miktar"

DÉLURER : French Turkish

uyandırmak, gözünü açmak

DÉLURÉ : French Turkish

"uyanık, becerikli; yırtık, yüzsüz"