Germany To Turkish
VORKRAGEN : German Turkish
arch. cikinti teskil etm.; disan cikmak
VORKRIEGSZEIT : German Turkish
savasöncesi devri
VORKÄMPFER : German Turkish
(in /) m öncü, pisdar, alemdar, bayraktar, piyonye, mücahit. protagonist, avangar(-t); ^ sein öncülük (usw.) etm
VORLAGE : German Turkish
l. (Schrei) mesk
(Zeichen2) numune, örnek
(Muster) bicim, sekil, model, patron(-a)
(Gesetzes^) läyiha, tasan; kanun läyihasi
(von Dokumenten) ibraz, ihticac, prezantasyon
(von Akten) sunma; berayi tetkik arzetme
Fb. ileri pas
(Skilauf) öne dogru egilme; e-e ^ geben Fb. pas aktarmak; weite ^ Fb. esape bir pas; bei ^ H avisto; Er hat genau nach ^ gearbeitet. Tipki örnegini yapmis
VORLAGERN : German Turkish
: ein der Insel vorgelagerter Felsen adamn önünde bulunan bir kaya
VORLAND : German Turkish
n l. sed önündeki arazi
(allg.) bir arazinin ön kismi
VORLASSEN : German Turkish
l. öne gelmesine müsaade etm.
(zur Audienz) huzura kabul etm
VORLASTIG : German Turkish
s. vorderlastig
VORLAUF : German Turkish
m (Sport) ilk kosu
läufer(in/) m l. öncü, pisdar, seiet, haberci
naut. a) (Leine der Harpune) zipkm sav-losu b) (der Logleine) avara payi 91äufig muvakkat, gecici, e^reti; (Adv.) muvakkaten, simdilik
VORLAUT : German Turkish
simank, arsiz, saygisiz, küstah; yersiz lafa kansan (cocuk);
e Kritik üben dil uzatmak
VORLEBEN : German Turkish
n mazi; gecen senelerdeki hayat; Ich kenne sein ^ genau, pej. Cemaziyelevvelini bilirim
VORLEGEN : German Turkish
l. öne koymak
(zur Prüfung) b-ne bsi göster-mek, arz etm., sunmak, ibraz etm., takdim etm.
(Schloß) bir asma kilit koymak
(bei Tisch) yemek da^itmak; sich ^ öne do^ru egilmek; e-e Frage ^ bir sual sormak 2er m l. (Bett-) kücük hall; kalice, kece
(Fußabtreter) paspas
(Stroh-) hasir
(Faser-) gombar ^e.schloB n asma kilit
VORLEISTUNG : German Turkish
önce yapilan tavizat
VORLESEN : German Turkish
-ne bsi (yüksek sesle) okumak; Lies laut vor, ich will auch et. hören. (Gazeteyi) hizli oku da, ben de dinleyeyim! ~ung / l. konferans
(üniversitäts-) ders takriri;
en halten (über) bir konu hakkinda ders takrir etm. (od. okutmak) ~ungs.verzeichnis n üniversite programi; talebe rehberi
VORLETZT : German Turkish
- sondan evveiki (od. ikinci)
VORLIEBE : German Turkish
teveccüh, tercih. düskünlük. zevk, ragbet. gusto, sempati, meyelän, eginim 2nehmen (mit) bsle kanaat (od. iktifa) etm.; yetinmek; bse razi olm
VORLIEGEN : German Turkish
l. mevcut (od. var) olm.
(j-m) gözü önünde bulunmak; b-ne takdim edilmi§ olm.; £s liegt heute nichts vor. Bugün yeni bir sey yoktur. Bugün hi
VORLÜGEN : German Turkish
(j-m etJ b-ne yalan söylemek
VORMACHEN : German Turkish
l. (Brett usw.) önüne koymak, gecirmek
(j-m et.) a) (zur Nachahmung) b-ne bsi göstermek b) (zur Täuschung) b-ne yalan yutturmak; göz boyamak
(sich selbst et.) k-ni aldatmak
(sich gegenseitig et.) birbirinin gözünü boyamak; Ihm kann man nichts ^. Onun önünde perende atlimaz. Hi(, dolma yutmaz
VORMACHT : German Turkish
(-stellung) /häkimlik, üstünlük
VORMALIG : German Turkish
eski, sabik, evveiki
s eski zamanda; vaktiyle
VORMARS : German Turkish
m naut. pruva canakligi
VORMARSCH : German Turkish
m ileri hareket (od. yürüyüs); ilerleyis
VORMAST : German Turkish
m naut. pruva diregi
VORMERKBUCH : German Turkish
n not defteri; anmalik, ajanda, muhtira 9en l. not etm., kaydetmek, yazmak
(Arzt) randevu vermek
(Hotel) rezervasyon yapmak; sich ~ lassen (z.B. beim Zahnarzt) randevu almak
ung/ l. not, kayit
(im Grundbuch) muvakkat kayit
randevu
rezervasyon; ^ nehmen bsden malumat kaydetmek; bsi senet ittihaz etm
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani