Germany To Turkish
DRANGSAL : German Turkish
f iskence, zulüm, eziyet, azap, zähmet, mesakkat
DRANGSALIEREN : German Turkish
eziyet, azap vermek; iskenceye sokmak; zulmetmek, tartaklamak; icini sikmak
DRANGVOLL : German Turkish
poet.
(räumlich) sikisik
fig. sikici, bunaltici
DRANNEHMEN : German Turkish
(Schüler) (derse) kaldirmak
DRAPERIE : German Turkish
f l. (Behang) asili kumaslar; duvar örtüleri
(Faltenwurf) elbise kirmalannin tanzimi; cuhacilik °ieren l. kumas v. s. ile örtmek
elbise kirmalanni tanzim etm. veya cizmek; drape etm.
(schmücken) süslemek. tezyin etm
DRASTIKUM : German Turkish
n pharm. cok tesirli müshil
DRASTISCH : German Turkish
l. a. pharm, (sehr wirksam) cok tesirli
(handgreiflich) elle tutulabilir; apasikär
(unverblümt) kaba ve canli; sözünü esirgemeden
(spürbar) hissedilir, sezilir
(drakonisch) drakoniyen
DRAU : German Turkish
n.pr. Drava (nehri)
DRAUF : German Turkish
s. darauf. Immer feste ^l Vur abaliya! wenn es ^ und dran geht F haydi deyince; "- und dran sein, et. zu tun F
bsi yapmak üzere olm.
Kil kadar kaldi (... ediyor-du); Gib nichts ^, wenn er so komisch daherredet! Onun böyle demesine bakma!
DRAUFGABE : German Turkish
(Handgeld) pey akcesi
(Zugabe) üstelik
DRAUFGEBEN : German Turkish
l. ilave etm., eklemek; üstelik vermek
(j-m eins ~) F kötek atmak; pataklamak; tokat asketmek
misillemek; mukabele bilmisil etm
DRAUFGEHEN : German Turkish
F l. (verlorengehen) kaybolmak, mahvolmak
(verbraucht werden) sarf edilmek (od. istihläk) edilmek
(umkommen) cani cikmak; gebermek, gümbürdemek, gümlemek, ölmek; topu atmak
(Geld) gürlemek, erimek, telef olm., yitmek, yogalmak; araya gitmek; V: turna olm.
(angreifen) üzerine atlimak
DRAUFGELD : German Turkish
n l. (Handgeld) pey akcesi
(Trinkgeld) bahsis
(Zugabe) üstelik
(Aufgeld) acyo
DRAUFGÄNGER : German Turkish
m l. gözüpek, atligan, yigit, cüretkär
capkin, Donjüan; V: uckuruna gevsek; ein ^ sein gözünü daldan budaktan esirgememek
DRAUFGÄNGERISCH : German Turkish
l. gözü pek; acar, atak, atligan
capkin
DRAUFGÄNGERTUM : German Turkish
n l. atliganlik, ataklik, yigitlik, cüretkärlik
capkınlık
DRAUFHALTEN : German Turkish
l. (den Finger) parmagı üzerine basmak
(den Daumen) fig. cok dikkatli davranmak; frenlemek
DRAUFLEGEN : German Turkish
üste koymak
DRAUFLOS : German Turkish
l. haydisene
(gegen) bse karsi
(in Richtung auf)
e dogru
(blindlings) körükörüne, düsünmeden, ölcüsüz; V: olamesa
DRAUFLOSARBEITEN : German Turkish
üsenmeden calismak
DRAUFLOSFASELN : German Turkish
iskembei kübradan atmak
DRAUFLOSGEHEN : German Turkish
üzerine atlimak
DRAUFLOSPLAUDERN : German Turkish
(lustig) bülbül gibi acilmak
DRAUFLOSREDEN : German Turkish
düsünmeksizin konusmak
DRAUFLOSSCHIEßEN : German Turkish
l. sagina soluna bakmadan siläh atmak
(auf) üzerine atılmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani