Germany
TRARA : German Turkish
n l. boru sesi
flg. F gurüitü patirdi; bsi i$ yapma; dagdagaya verme; ein großes ^ um et. machen F ist lüzu-mundan fazia büyütmek
TRASS : German Turkish
m min. süngertasi tüfü; tras
TRASSANT : German Turkish
m H kesideci
at m H muhatap
e / sähislaria isaretlenmi§ hat; hat güzergähl ^^e^en l. hattin güzer-gähini sähislaria isaretlemek
(Wechsel) H police keside etm
TRATSCH : German Turkish
m F dedikodu. klylükal; laf ebeligi; laklaklyat Qen l. lakirdi cevirmek
(Öbles nachreden) karalamak
TRATTE : German Turkish
f H trata, kambiyal, police
TRAUBE : German Turkish
l. bot. a) salkim, unkut b) üzüm salkimi c) üzüm tanesi
(Haufen) küme, yi^in
n pl. bot. üzüm;
n ernten ba§ bozmak; die
n an der Sonne trocknen lassen üzümü günese sermek
TRAUBENFÖRMIG : German Turkish
salkimsi, unkudi 9hyazinthe / bot. salkimh sümbül 2kirsche / bot. yabani kiraz agaci; kuskirazi °lese/ bag bozumu °niost m (unvergorener) sira °presse/ üzüm mengenesi Qsaft m l. üzüm suyu
fig. sarap °zucker m glikoz, dekstroz; nisasta (od. üzüm) sekeri
TRAUEN : German Turkish
(I) (j-n) nikäh klymak; nikählamak; sich (standesamtlich bzw. kirchlich) ^ lassen resml (bzw. dint) nikäh klydirmak; Sie wurden gestern getraut. Dun nikählan akdedildi.(II) (j-"1) ^"c itimat etm., güvenmek, inanmak; Trau, schau, wem! Spr. Qüvenme dostuna, saman dol-durur postunal Spr. Dem Glück ist nicht zu ~. Talihe güven olmaz. Ich traute meinen Augen (Ohren) nicht. Oözlerime (Kulaklanma) inanamadim. sich ^ (et. zu tun) s. sich getrauen
TRAUER : German Turkish
l. (um e-n Toten) yas, matem, acik
(Kummer) keder, elem, üzüntü, gam, gussa
s.
kieid;
zeit; ~ anlegen (od. tragen) matem tutmak; Sie haben ~ und gehen nicht in Gesellschaft. Onlar simdi yaslidir, toplantilara git-mezier. in ^ versetzen yasa koymak; mateme gark etm.; in ^ sein (od. gehen) karalar giymek
anzeige / ölüm iläm
botschaft/
ölüm haben
(Hiobsbotschaft) kara-haber
ente/zo. deniz (od. tekir) ördegi
fahne/
matem bayra^i
(halbmast) yanya indirilen bayrak
fall m ailede ölüm
feier/ l. cenaze merasimi
hazin ihtifal
(der Schiiten) matem ayini
flor m siyah krep; matem bandi
gefolge;
geleit n cenaze alayi
haus n matemli ev; matemhane
kleidung / matem elbisesi; karalar; siyah-lar; ~ anlegen yas tutmak; karalar baglamak (od. giymek); siyahlara bürünmek
mantel m zo. sö^üt kelebegi •marsch m matem havasi; mar§ fünebr Qn l. (über et.) bse üzülmek, kederlenmek
(um j-n) b-ne a^lamak; b-nin matemini tutmak
(Trauerkleidung anlegen) mateme girmek; karalar giymek; yas tutmak 2nd: die
en Hinterbliebenen kederdide alle
öde / lit. mersiye, agit •rand m \\. (bei Briefpapier usw.) siyah kenar
hum. (bei Fingernägeln) kirli timaklar; Briefpapier n mit ^ siyah kenarli mektup kä^idi •ftcakkr m yas tülü
«piel n facia, haile, trajedi; Es ist ein ^. l. (betrüblich) (;ok acinacak bir durum.
(mit ihm) Kabiliyetsiz.-weide/üo/. salkim-sö^üt
zeit/matem müddeti
zug m cenaze alayi; kortej
TRAUFE : German Turkish
ya§mur suyu olu^u
TRAULICH : German Turkish
ahat, tatli, ho?
TRAUM : German Turkish
m l. rüya, dü§
ßg. hulya, hayal, hüsnükuruntu; e-n ^ haben rüya (od. düs) görmek; e-n ~ deuten (od. auslegen) rüya tabir etm.; Träume sind Schäume. Spr. Rüyalar yalandir. im ^ erscheinen bs rüyasma girmek; bsi rüyasmda görmek; Das fällt mir nicht im ~ ein. Bunu rüyamda görsem hayra yormam. Bu, aklimin kenanndan bile gecmez. sich et. in seinen kühnsten Träumen nicht vorstellen können rüyasmda görmemek
TRAUMA : German Turkish
n med. troma(-tizm) 2tisch tromatik;
er Schock troma soku
TRAUMBILD : German Turkish
n l. hayal
ideal
buch n tabirname; rüya kita-bi
deuter(in/) m muabbir, yorumcu; rüya tabircisi
deu-tung dü§ yormasi; yorgu; tabir(-cilik)
TRAUMERSCHEINUNG : German Turkish
rüya, tayf, hayalet
land n hayall memleket; hicistan
weit / rüyalar älemi
zustand (hypnotischer) hipnoz, nevmi sinal
TRAUN : German Turkish
va. od. poet. vallahi, billahi, elbette
TRAUREDE : German Turkish
evienme merasiminde nikäh memurunun veya papazm (imamm) irat ettigi nutuk
TRAURIG : German Turkish
l. hüzünlü, mahzun, üzgün, üzüntülü, mükedder, aci(-kli)
(schwermütig) karasevdali, melankolik, yanik
(betrüblich) elemli; sayani teessüf; feci, faciali, trajik
(erbärmlich) acinacak; sayani merhamet; perisan, sefil; ^ werden meraklanmak, üzülmek, hüzünlenmek; ~ sein (über) bsden dolayi kederli olm. °keit/hüzün, üzün-tü, keder, melankoli
TRAURING : German Turkish
m nisan (od. nikäh) yüzügü; alyans
schein m eviilik vesikasi; evienme kä^idi
TRAUT : German Turkish
poet. l. (lieb, wert) aziz, sevgili, klymetli
s. traulich
TRAUUNG : German Turkish
nikäh; evienme akdi
zeuge m nikäh sahidi
TRAVELLERSCHECK : German Turkish
m seyyah (od. seyahat) ceki
TRAVERTIN : German Turkish
m min. traverten, pamukta§
TRAVESTIE : German Turkish
lit. tehzil. travesti, gülüncleme Qren tehzil etm
TRAWL : German Turkish
n sürütme (agi); salü
er m sürütme agmi kullanan balikci gemisi; salütiye
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani